Translation meaning & definition of the word "limber" into Turkish language
Türk diline "uzman" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Limber
[Kıvrak]/lɪmbər/
noun
1. A two-wheeled horse-drawn vehicle used to pull a field gun or caisson
- synonym:
- limber
1. Tarla tabancası veya keson çekmek için kullanılan iki tekerlekli atlı bir araç
- eşanlamlı:
- kıvrak
verb
1. Attach the limber
- "Limber a cannon"
- synonym:
- limber ,
- limber up
1. Ayıklamak
- "Bir top serbest bırak"
- eşanlamlı:
- kıvrak ,
- gevşetmek
2. Cause to become limber
- "The violist limbered her wrists before the concert"
- synonym:
- limber
2. Esnek olmak
- "Viyolist konserden önce bileklerini buruşturdu"
- eşanlamlı:
- kıvrak
adjective
1. (used of e.g. personality traits) readily adaptable
- "A supple mind"
- "A limber imagination"
- synonym:
- limber ,
- supple
1. (örneğin kişilik özelliklerinin kullanılması) kolayca uyarlanabilir
- "Sevimli bir zihin"
- "Zeki bir hayal gücü"
- eşanlamlı:
- kıvrak ,
- yumuşak
2. (used of artifacts) easily bent
- synonym:
- limber
2. (eserler kullanılan) kolayca bükülmüş
- eşanlamlı:
- kıvrak
3. (used of persons' bodies) capable of moving or bending freely
- synonym:
- limber ,
- supple
3. (kişilerin vücutlarının kullanımı) serbestçe hareket edebilen veya bükülebilen
- eşanlamlı:
- kıvrak ,
- yumuşak