Translation meaning & definition of the word "likely" into Turkish language

adjective

1. Has a good chance of being the case or of coming about

• "These services are likely to be available to us all before long"

• "She is likely to forget"

• "A likely place for a restaurant"

• "The broken limb is likely to fall"

• "Rain is likely"

• "A likely topic for investigation"

• "Likely candidates for the job"

synonym:
• likely

1. Dava olma ya da ortaya çıkma şansı var

• "Bu hizmetlerin çok geçmeden hepimiz için kullanılabilir olması muhtemeldir"

• "O unutmak muhtemeldir"

• "Bir restoran için uygun bir yer"

• "Kırık uzuv muhtemelen düşecek"

• "Yağmur olması muhtemel"

• "Soruşturma için muhtemel bir konu"

• "Iş için muhtemel adaylar"

eşanlamlı:
• muhtemel

2. Likely but not certain to be or become true or real

• "A likely result"

• "He foresaw a probable loss"

synonym:
• probable
,
• likely

2. Muhtemelen ama gerçek ya da gerçek olduğundan emin değilim

• "Olası bir sonuç"

• "Olası bir kayıp öngördü"

eşanlamlı:
• muhtemel

3. Expected to become or be

• In prospect

• "Potential clients"

synonym:
• likely
,
• potential

3. Olması veya olması bekleniyor

• Beklenen

• "Potansiyel müşteriler"

eşanlamlı:
• muhtemel
,
• potansiyel

4. Within the realm of credibility

• "Not a very likely excuse"

synonym:
• likely

4. Güvenilirlik alanı içinde

• "Çok muhtemel bir bahane değil"

eşanlamlı:
• muhtemel

adverb

1. With considerable certainty

• Without much doubt

• "He is probably out of the country"

• "In all likelihood we are headed for war"

synonym:
• probably
,
• likely
,
• in all likelihood
,
• in all probability
,
• belike

1. Oldukça kesin olarak

• Şüphesiz

• "O muhtemelen ülke dışındadır"

• "Büyük ihtimalle savaşa gidiyoruz"

eşanlamlı:
• muhtemelen
,
• muhtemel
,
• belki
,
• çok büyük ihtimalle

Examples of using

Tom is the only one likely to be able to do that.

Tom büyük ihtimalle bunu yapabilecek tek kişidir.

Tom won't likely repeat that mistake.

Tom büyük olasılıkla bu hatayı tekrarlamaz.

I've been drunk before and likely will get drunk many more times.

Evvelce sarhoş oldum; daha da çok olacak gibiyim.

That's hardly likely.

Bu neredeyse hiç uygun değil.

Is that likely?

Olası mı?

Ken's team is likely to win.

Ken'in takımının kazanması muhtemeldir.

He's likely to be chosen.

Onun seçilmesi olasıdır.

It's very likely that he'll be chosen.

O, büyük olasılıkla seçilecek.

He's more than likely to be late.

Muhtemelen geç kalacak.

He's very likely to be late.

O, büyük ihtimalle geç kalacak.

He's likely to be late.

Onun geç kalması olasıdır.

It's very likely that he'll be late.

Büyük olasılıkla o geç kalacak.

It's quite likely that he'll be late.

Büyük olasılıkla geç kalacak.

It's quite likely that he'll come.

Büyük olasılıkla gelecek.

He's more than likely to come.

O, büyük ihtimalle gelecek.

He's very likely to come.

O, büyük olasılıkla gelecektir.

He's likely to come.

O, muhtemelen gelecektir.

It's quite likely that Jane will come.

Büyük olasılıkla Jane gelecek.

Jane is more than likely to come.

Jane büyük ihtimalle gelecek.

Jane is very likely to come.

Jane büyük ihtimalle gelecek.