Translation meaning & definition of the word "lightning" into Turkish language

noun

1. Abrupt electric discharge from cloud to cloud or from cloud to earth accompanied by the emission of light

synonym:
• lightning

1. Buluttan buluta veya buluttan yeryüzüne ani elektrik deşarjı, ışık emisyonu eşliğinde

eşanlamlı:
• yıldırım

2. The flash of light that accompanies an electric discharge in the atmosphere (or something resembling such a flash)

• Can scintillate for a second or more

synonym:
• lightning

2. Atmosferdeki bir elektrik deşarjına eşlik eden ışık parlaması (veya böyle bir flaşa benzeyen bir şey)

• Bir saniye veya daha fazla parıldayabilir

eşanlamlı:
• yıldırım

Examples of using

I heard the thunder, but did not see the lightning.

Gök gürültüsünü duydum, fakat şimşeği görmedim.

Tom was struck by lightning.

Tom yıldırım tarafından çarpıldı.

Tom was killed by lightning.

Tom yıldırım tarafından öldürüldü.

Tom was struck by lightning and died.

Tom, yıldırım tarafından çarpıldı ve öldü.

The thunderstorm produced a lot of lightning.

Fırtına bir sürü yıldırım üretti.

The lightning lit up the sky.

Yıldırım gökyüzünü aydınlattı.

Tom has been struck by lightning three times.

Tom üç kez yıldırım tarafından çarpıldı.

The difference between the right word and almost the right word is the difference between lightning and the lightning bug.

Doğru kelime ve doğruya yakın kelime arasındaki fark şimşek ve ateş böceği arasındaki farktır.

A big tree in the field was struck by lightning.

Alandaki büyük bir ağacı yıldırım çarptı.

He finished it as quick as lightning.

Onu yıldırın kadar hızlı bitirdi.

His house was struck by lightning.

Evini yıldırım çarptı.

I ran like lightning.

Ben yıldırım gibi koştum.

The house was struck by lightning yesterday.

Dün eve yıldırım düştü.

I saw a flash of lightning far in the distance.

Uzakta bir yıldırım parlaması gördüm.

There was thunder and lightning last night.

Dün gece gök gürültüsü ve şimşek vardı.

The flash of lightning precedes the sound of thunder.

Şimşeğin ışığı gök gürültüsünün sesinden önce gelir.

The lightning flashed.

Şimşek çaktı.