Translation meaning & definition of the word "lifeless" into Turkish language
Türk diline "cansız" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Lifeless
[Cansız]/laɪfləs/
adjective
1. Deprived of life
- No longer living
- "A lifeless body"
- synonym:
- lifeless ,
- exanimate
1. Hayattan yoksun
- Artık yaşamıyor
- "Cansız bir beden"
- eşanlamlı:
- cansız
2. Destitute or having been emptied of life or living beings
- "After the dance the littered and lifeless ballroom echoed hollowly"
- synonym:
- lifeless
2. Yoksul ya da yaşamdan ya da canlı varlıklardan boşaltılmış olmak
- "Danstan sonra çöplü ve cansız balo salonu içi boş yankılandı"
- eşanlamlı:
- cansız
3. Lacking animation or excitement or activity
- "The party being dead we left early"
- "It was a lifeless party until she arrived"
- synonym:
- lifeless
3. Animasyon, heyecan veya etkinlik eksikliği
- "Parti öldü, erken ayrıldık"
- "O gelene kadar cansız bir partiydi"
- eşanlamlı:
- cansız
4. Not having the capacity to support life
- "A lifeless planet"
- synonym:
- lifeless
4. Hayatı destekleme kapasitesine sahip olmamak
- "Cansız bir gezegen"
- eşanlamlı:
- cansız