Translation meaning & definition of the word "leverage" into Turkish language
Türk diline "ortalama" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Leverage
[Kaldıraç gücü]/lɛvərɪʤ/
noun
1. The mechanical advantage gained by being in a position to use a lever
- synonym:
- leverage ,
- purchase
1. Manivela kullanacak konumda bulunarak kazanılan mekanik avantaj
- eşanlamlı:
- kaldıraç gücü ,
- satın almak
2. Strategic advantage
- Power to act effectively
- "Relatively small groups can sometimes exert immense political leverage"
- synonym:
- leverage
2. Stratejik avantaj
- Etkili bir şekilde hareket etme gücü
- "Nispeten küçük gruplar bazen muazzam bir siyasi kaldıraç uygulayabilir"
- eşanlamlı:
- kaldıraç gücü
3. Investing with borrowed money as a way to amplify potential gains (at the risk of greater losses)
- synonym:
- leverage ,
- leveraging
3. Potansiyel kazançları arttırmanın bir yolu olarak ödünç para ile yatırım yapmak (daha fazla kayıp riski altında)
- eşanlamlı:
- kaldıraç gücü ,
- yararlanma
verb
1. Supplement with leverage
- "Leverage the money that is already available"
- synonym:
- leverage
1. Kaldıraçla desteklemek
- "Zaten mevcut olan parayı ortadan kaldırın"
- eşanlamlı:
- kaldıraç gücü
2. Provide with leverage
- "We need to leverage this company"
- synonym:
- leverage
2. Kaldıraç sağlamak
- "Bu şirketten faydalanmalıyız"
- eşanlamlı:
- kaldıraç gücü