Translation meaning & definition of the word "lever" into Turkish language
Türk diline "lever" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Lever
[Manivela]/lɛvər/
noun
1. A rigid bar pivoted about a fulcrum
- synonym:
- lever
1. Bir dayanak hakkında döndürülmüş sert bir çubuk
- eşanlamlı:
- manivela
2. A simple machine that gives a mechanical advantage when given a fulcrum
- synonym:
- lever
2. Bir dayanak verildiğinde mekanik bir avantaj sağlayan basit bir makine
- eşanlamlı:
- manivela
3. A flat metal tumbler in a lever lock
- synonym:
- lever ,
- lever tumbler
3. Kol kilidinde düz metal bir bardak
- eşanlamlı:
- manivela ,
- kaldıraçlı tumbler
verb
1. To move or force, especially in an effort to get something open
- "The burglar jimmied the lock": "raccoons managed to pry the lid off the garbage pail"
- synonym:
- pry ,
- prise ,
- prize ,
- lever ,
- jimmy
1. Hareket etmek veya zorlamak, özellikle bir şeyi açık hale getirmek için
- "Hırsız kilide jimmied": "raccoons çöp kovasının kapağını açmayı başardı"
- eşanlamlı:
- koparmak ,
- mükâfat ,
- ödül ,
- manivela ,
- levye
Examples of using
Press down on the lever.
Kolun üstüne bastırınız.