Translation meaning & definition of the word "lesson" into Turkish language

noun

1. A unit of instruction

• "He took driving lessons"

synonym:
• lesson

1. Bir eğitim birimi

• "Sürüş dersleri aldı"

eşanlamlı:
• ders

2. Punishment intended as a warning to others

• "They decided to make an example of him"

synonym:
• example
,
• deterrent example
,
• lesson
,
• object lesson

2. Ceza başkalarına bir uyarı olarak tasarlanmıştır

• "Onu örnek almaya karar verdiler"

eşanlamlı:
• örnek
,
• caydırıcı örnek
,
• ders
,
• ders nesne

3. The significance of a story or event

• "The moral of the story is to love thy neighbor"

synonym:
• moral
,
• lesson

3. Bir hikayenin veya olayın önemi

• "Hikayenin ahlakı komşunu sevmektir"

eşanlamlı:
• ahlâklı
,
• ders

4. A task assigned for individual study

• "He did the lesson for today"

synonym:
• lesson

4. Bireysel çalışma için verilen bir görev

• "Bugün için dersini verdi"

eşanlamlı:
• ders

Examples of using

I learned a valuable lesson.

Değerli bir ders öğrendim.

I hope you learned your lesson.

Dersini öğrendiğini umuyorum.

I learned a valuable lesson today.

Bugün değerli bir ders öğrendim.

I've learned my lesson.

Dersimi öğrendim.

During the entire lesson, he counted flies.

Bütün ders boyunca sinekleri saydı.

Is it the last lesson?

Bu son ders mi?

10 minutes remained until the end of the lesson.

Dersin bitimine 10 dakika kaldı.

10 minutes remained until the end of the lesson.

Dersin sonuna kadar on dakika kaldı.

Tom certainly seems to have learned his lesson.

Tom kesinlikle dersini almış gibi görünüyor.

We're going to begin with lesson ten.

Ders on ile başlayacağız.

Tom adapted last year's lesson plans so he could use them with this year's lower level students.

Tom geçen yılın ders planlarını benimsedi böylece onları bu yılın daha düşük seviyeli öğrencileri için kullanabildi.

There are only 10 minutes left until the end of the lesson.

Dersin bitimine kadar sadece on dakika var.

I've already paid for the first lesson.

İlk ders için zaten ödeme yaptım.

What astonishes me is that he never learns his lesson.

Beni hayrete düşüren onun asla dersini almamasıdır.

The lesson will begin on Monday.

Ders pazartesi başlayacak.

In Soviet Russia, lesson teaches teacher!

Sovyet Rusya'sında, ders öğretmeni öğretir!

The lesson is science.

Dersimiz fen ve teknoloji.

The lesson is science.

Dersimiz fen bilgisi.

The lesson is science.

Dersimiz fen.

The lesson is English.

Dersimiz İngilizce.