Translation meaning & definition of the word "legitimate" into Turkish language
Türk diline "meşru" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Legitimate
[Meşru]/ləʤɪtəmət/
verb
1. Make legal
- "Marijuana should be legalized"
- synonym:
- legalize ,
- legalise ,
- decriminalize ,
- decriminalise ,
- legitimize ,
- legitimise ,
- legitimate ,
- legitimatize ,
- legitimatise
1. Yasal hale getirmek
- "Marijuana yasallaştırılmalı"
- eşanlamlı:
- yasallaştırmak ,
- suçlamak ,
- yasal hale getirmek ,
- meşru
2. Show or affirm to be just and legitimate
- synonym:
- legitimate
2. Adil ve meşru olduğunu göster veya onayla
- eşanlamlı:
- meşru
3. Make (an illegitimate child) legitimate
- Declare the legitimacy of (someone)
- "They legitimized their natural child"
- synonym:
- legitimate
3. Yapmak (meşru bir çocuk) meşru
- Meşruiyetini ilan etmek (biri)
- "Doğal çocuklarını meşrulaştırdılar"
- eşanlamlı:
- meşru
adjective
1. Of marriages and offspring
- Recognized as lawful
- synonym:
- legitimate
1. Evlilikler ve çocuklar
- Yasal olarak tanınmıştır
- eşanlamlı:
- meşru
2. Based on known statements or events or conditions
- "Rain was a logical expectation, given the time of year"
- synonym:
- legitimate ,
- logical
2. Bilinen ifadelere, olaylara veya koşullara dayanarak
- "Yağmur, yılın zamanı göz önüne alındığında mantıklı bir beklenti idi"
- eşanlamlı:
- meşru ,
- mantıksal
3. In accordance with recognized or accepted standards or principles
- "Legitimate advertising practices"
- synonym:
- legitimate
3. Kabul edilmiş veya kabul edilmiş standartlara veya ilkelere uygun olarak
- "Meşru reklam uygulamaları"
- eşanlamlı:
- meşru
4. Authorized, sanctioned by, or in accordance with law
- "A legitimate government"
- synonym:
- lawful ,
- legitimate ,
- licit
4. Yetkilendirilmiş, onaylanmış veya yasalara uygun olarak
- "Meşru bir hükümet"
- eşanlamlı:
- yasal ,
- meşru ,
- mübâh
Examples of using
That was legitimate.
O yasaldı.
I won't divorce you unless you give me a legitimate reason.
Haklı bir sebep söylemezsen seni boşamayacağım.
We consider public libraries a legitimate citizen's right.
Halk kütüphanelerini meşru bir vatandaşlık hakkı olarak görüyoruz.