Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "leg" into Turkish language

Türk diline "bacak" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Leg

[Ayak]
/lɛg/

noun

1. A human limb

  • Commonly used to refer to a whole limb but technically only the part of the limb between the knee and ankle
    synonym:
  • leg

1. Bir insan uzvu

  • Genel olarak bütün bir uzuv için kullanılır, ancak teknik olarak sadece uzvun diz ve ayak bileği arasındaki kısmı
    eşanlamlı:
  • bacak

2. A structure in animals that is similar to a human leg and used for locomotion

    synonym:
  • leg

2. Hayvanlarda insan bacağına benzeyen ve hareket için kullanılan bir yapı

    eşanlamlı:
  • bacak

3. One of the supports for a piece of furniture

    synonym:
  • leg

3. Bir mobilya parçası için desteklerden biri

    eşanlamlı:
  • bacak

4. A part of a forked or branching shape

  • "He broke off one of the branches"
    synonym:
  • branch
  • ,
  • leg
  • ,
  • ramification

4. Çatallı veya dallanma şeklinin bir parçası

  • "Dallardan birini kırdı"
    eşanlamlı:
  • şube
  • ,
  • bacak

5. The limb of an animal used for food

    synonym:
  • leg

5. Yiyecek için kullanılan bir hayvanın uzvu

    eşanlamlı:
  • bacak

6. A prosthesis that replaces a missing leg

    synonym:
  • peg
  • ,
  • wooden leg
  • ,
  • leg
  • ,
  • pegleg

6. Kayıp bir bacağın yerini alan protez

    eşanlamlı:
  • kazık
  • ,
  • tahta bacak
  • ,
  • bacak
  • ,
  • tahtakurusu

7. A cloth covering consisting of the part of a pair of trousers that covers a person's leg

    synonym:
  • leg

7. Bir kişinin bacağını örten bir pantolon çiftinden oluşan bir kumaş kaplama

    eşanlamlı:
  • bacak

8. (nautical) the distance traveled by a sailing vessel on a single tack

    synonym:
  • leg

8. (nautical) tek bir tack üzerinde bir yelkenli gemi tarafından kat edilen mesafe

    eşanlamlı:
  • bacak

9. A section or portion of a journey or course

  • "Then we embarked on the second stage of our caribbean cruise"
    synonym:
  • stage
  • ,
  • leg

9. Bir yolculuğun veya kursun bir bölümü veya bir kısmı

  • "Sonra karayip gezimizin ikinci aşamasına geçtik"
    eşanlamlı:
  • sahne
  • ,
  • bacak

Examples of using

Tom had his leg bandaged by Mary.
Tom bacağını Mary'ye bandajlattı.
Tom showed Mary the scar on his leg.
Tom Mary'ye bacağındaki yara izini gösterdi.
Tom removed the bandages from Mary's leg.
Tom bandajları Mary'nin bacağından çıkardı.