Translation meaning & definition of the word "leg" into Turkish language
Türk diline "bacak" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Leg
[Ayak]noun
1. A human limb
- Commonly used to refer to a whole limb but technically only the part of the limb between the knee and ankle
- synonym:
- leg
1. Bir insan uzvu
- Genel olarak bütün bir uzuv için kullanılır, ancak teknik olarak sadece uzvun diz ve ayak bileği arasındaki kısmı
- eşanlamlı:
- bacak
2. A structure in animals that is similar to a human leg and used for locomotion
- synonym:
- leg
2. Hayvanlarda insan bacağına benzeyen ve hareket için kullanılan bir yapı
- eşanlamlı:
- bacak
3. One of the supports for a piece of furniture
- synonym:
- leg
3. Bir mobilya parçası için desteklerden biri
- eşanlamlı:
- bacak
4. A part of a forked or branching shape
- "He broke off one of the branches"
- synonym:
- branch ,
- leg ,
- ramification
4. Çatallı veya dallanma şeklinin bir parçası
- "Dallardan birini kırdı"
- eşanlamlı:
- şube ,
- bacak
5. The limb of an animal used for food
- synonym:
- leg
5. Yiyecek için kullanılan bir hayvanın uzvu
- eşanlamlı:
- bacak
6. A prosthesis that replaces a missing leg
- synonym:
- peg ,
- wooden leg ,
- leg ,
- pegleg
6. Kayıp bir bacağın yerini alan protez
- eşanlamlı:
- kazık ,
- tahta bacak ,
- bacak ,
- tahtakurusu
7. A cloth covering consisting of the part of a pair of trousers that covers a person's leg
- synonym:
- leg
7. Bir kişinin bacağını örten bir pantolon çiftinden oluşan bir kumaş kaplama
- eşanlamlı:
- bacak
8. (nautical) the distance traveled by a sailing vessel on a single tack
- synonym:
- leg
8. (nautical) tek bir tack üzerinde bir yelkenli gemi tarafından kat edilen mesafe
- eşanlamlı:
- bacak
9. A section or portion of a journey or course
- "Then we embarked on the second stage of our caribbean cruise"
- synonym:
- stage ,
- leg
9. Bir yolculuğun veya kursun bir bölümü veya bir kısmı
- "Sonra karayip gezimizin ikinci aşamasına geçtik"
- eşanlamlı:
- sahne ,
- bacak