Translation meaning & definition of the word "lease" into Turkish language
Türk diline "lease" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Lease
[Kiralama]noun
1. Property that is leased or rented out or let
- synonym:
- lease ,
- rental ,
- letting
1. Kiralanan veya kiralanan veya izin verilen mülk
- eşanlamlı:
- kiralama ,
- kiralık ,
- izin vermek
2. A contract granting use or occupation of property during a specified time for a specified payment
- synonym:
- lease
2. Belirli bir ödeme için belirli bir süre boyunca mülkün kullanılmasını veya işgal edilmesini sağlayan bir sözleşme
- eşanlamlı:
- kiralama
3. The period of time during which a contract conveying property to a person is in effect
- synonym:
- lease ,
- term of a contract
3. Bir kişiye mülk taşıyan bir sözleşmenin yürürlükte olduğu süre
- eşanlamlı:
- kiralama ,
- sözleşmenin süresi
verb
1. Let for money
- "We rented our apartment to friends while we were abroad"
- synonym:
- rent ,
- lease
1. Para için para ayırmak
- "Yurt dışındayken dairemizi arkadaşlarımıza kiraladık"
- eşanlamlı:
- kiralamak ,
- kiralama
2. Hold under a lease or rental agreement
- Of goods and services
- synonym:
- rent ,
- hire ,
- charter ,
- lease
2. Bir kira sözleşmesi veya kira sözleşmesi kapsamında tutun
- Mal ve hizmetlerin
- eşanlamlı:
- kiralamak ,
- kiralama ,
- sözleşme
3. Grant use or occupation of under a term of contract
- "I am leasing my country estate to some foreigners"
- synonym:
- lease ,
- let ,
- rent
3. Bir sözleşme süresi altında hibe kullanımı veya işgali
- "Ülke mülkümü bazı yabancılara kiralıyorum"
- eşanlamlı:
- kiralama ,
- let ,
- kiralamak
4. Engage for service under a term of contract
- "We took an apartment on a quiet street"
- "Let's rent a car"
- "Shall we take a guide in rome?"
- synonym:
- lease ,
- rent ,
- hire ,
- charter ,
- engage ,
- take
4. Bir sözleşme süresi altında hizmet için meşgul
- "Sessiz bir sokakta bir daire tuttuk"
- "Bir araba kiralayalım"
- "Roma'da rehber tutsak mı?"
- eşanlamlı:
- kiralama ,
- kiralamak ,
- sözleşme ,
- meşgul etmek ,
- almak