Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "layer" into Turkish language

Türk diline "katman" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Layer

[Tabaka]
/leər/

noun

1. Single thickness of usually some homogeneous substance

  • "Slices of hard-boiled egg on a bed of spinach"
    synonym:
  • layer
  • ,
  • bed

1. Genellikle bazı homojen maddenin tek kalınlığı

  • "Ispanak yatağında haşlanmış yumurta dilimleri"
    eşanlamlı:
  • tabaka
  • ,
  • yatak

2. A relatively thin sheetlike expanse or region lying over or under another

    synonym:
  • layer

2. Nispeten ince bir tabaka benzeri genişlik veya başka bir yerde veya altında yatan bölge

    eşanlamlı:
  • tabaka

3. An abstract place usually conceived as having depth

  • "A good actor communicates on several levels"
  • "A simile has at least two layers of meaning"
  • "The mind functions on many strata simultaneously"
    synonym:
  • level
  • ,
  • layer
  • ,
  • stratum

3. Soyut bir yer genellikle derinliğe sahip olarak düşünülür

  • "İyi bir aktör çeşitli seviyelerde iletişim kurar"
  • "Bir benzetmenin en az iki anlam katmanı vardır"
  • "Zihin aynı anda birçok katman üzerinde çalışır"
    eşanlamlı:
  • seviye
  • ,
  • tabaka

4. A hen that lays eggs

    synonym:
  • layer

4. Yumurta bırakan bir tavuk

    eşanlamlı:
  • tabaka

5. Thin structure composed of a single thickness of cells

    synonym:
  • layer

5. Tek bir hücre kalınlığından oluşan ince yapı

    eşanlamlı:
  • tabaka

verb

1. Make or form a layer

  • "Layer the different colored sands"
    synonym:
  • layer

1. Bir katman oluşturun veya oluşturun

  • "Farklı renkli kumları katlayın"
    eşanlamlı:
  • tabaka

Examples of using

Since it was getting even hotter, Tom peeled off another layer of clothing.
Hava dahada ısındığı için, Tom bir kat elbise daha çıkardı.
If not for the ozone layer, we would be in imminent danger.
Ozon tabakası olmasaydı, tehlikede olacaktık.
The flood deposited a layer of mud.
Sel bir çamur tabakası oluşturdu.