Translation meaning & definition of the word "laundry" into Turkish language

noun

1. Garments or white goods that can be cleaned by laundering

synonym:
• laundry
,
• wash
,
• washing
,
• washables

1. Aklama ile temizlenebilen giysiler veya beyaz eşyalar

eşanlamlı:
• çamaşır
,
• yıkamak
,
• yıkama

2. Workplace where clothes are washed and ironed

synonym:
• laundry

2. Giysilerin yıkandığı ve ütülendiği işyeri

eşanlamlı:
• çamaşır

Examples of using

Tom is folding his laundry.

Tom çamaşırlarını katlıyor.

Tom asked Mary to buy a box of laundry detergent.

Tom Mary'nin bir kutu çamaşır deterjanı almasını istedi.

Tom walked into the room with an armful of laundry.

Tom bir kucak dolusu çamaşırla odaya gitti.

I need to pick up the laundry.

Çamaşırları almam lâzım.

It's laundry day.

Bugün çamaşır günü.

Tom sorted his laundry.

Tom kirli çamaşırlarını ayırdı.

It's possible that Tom was able to convince Mary to do his laundry for him.

Tom'un Mary'yi çamaşırlarını onun için yıkaması konusunda ikna edebilmesi mümkündür.

Tom did a lot of laundry today.

Tom bugün bir sürü çamaşır yıkadı.

Tom did the laundry before lunch.

Tom öğle yemeğinden önce bulaşık yıkadı.

Tom is supposed to help Mary do the laundry.

Mary'nin çamaşır yıkaması için Tom yardım etmeli.

Wait a minute, my laundry is done, I'll go hang out the washing.

Bir dakika bekle, benim çamaşır tamam, çamaşırı asmaya gideceğim.

I'm just about finished doing the laundry.

Çamaşır yıkamayı neredeyse bitirmek üzereyim.

I put the rest of your clothes in the laundry.

Elbiselerinin geriye kalanını çamaşırhaneye koydum.

Bring the laundry in.

Çamaşırı içeri getir.

Is my laundry ready?

Çamaşırım hazır mı?

Is my laundry ready?

Benim çamaşır hazır mı?

The laundry room is in the basement.

Çamaşırhane bodrumdadır.

I do the laundry on Sundays.

Pazar günleri çamaşır yıkarım.

Where should I put my laundry?

Çamaşırımı nereye koymalıyım?

I hung the laundry out to dry last night and by morning it had frozen hard as a rock.

Dün gece kurutmak için çamaşırı dışarı astım ve sabaha kadar kaya gibi donmuştu.