Translation meaning & definition of the word "laughter" into Turkish language

noun

1. The sound of laughing

synonym:
• laugh
,
• laughter

1. Gülmenin sesi

eşanlamlı:
• gülüş

2. The activity of laughing

• The manifestation of joy or mirth or scorn

• "He enjoyed the laughter of the crowd"

synonym:
• laughter

2. Gülme faaliyeti

• Neşenin veya neşenin veya küçümsemenin tezahürü

• "Kalabalığın kahkahalarından zevk aldı"

eşanlamlı:
• gülüş

Examples of using

I heard laughter in the next room.

Bitişik odada kahkaha duydum.

Tom burst into laughter.

Tom kahkaha attı.

He was so funny at the party that I simply couldn't restrain my laughter.

O, partide o kadar komikti ki gerçekten gülmeme engel olamadım.

The hyena's bark sounds like laughter.

Sırtlanın bağırma sesleri kahkahaya benziyor.

The demon grabbed my sister and, with howling laughter, cast her into a bottomless pit.

Şeytan kız kardeşimi yakaladı ve, muazzam bir kahkahayla, onu dipsiz bir çukura fırlattı.

She couldn't help bursting into laughter.

Kahkaha atmamak elinde değildi.

As soon as I saw him, I burst into laughter.

Onu görür görmez gülmekten kırıldım.

He burst into laughter.

O, gülmekten kırıldı.

The audience roared with laughter.

İzleyici kahkaha ile güldü.

Hearing the joke, he burst into laughter.

Fıkrayı duyduğunda, kahkahaya boğuldu.

The young man burst into laughter.

Genç adam kahkahalara boğuldu.

Everybody burst into laughter.

Herkes gülmekten kırıldı.

We roared with laughter.

Kahkaha ile güldük.