Translation meaning & definition of the word "laughing" into Turkish language

adjective

1. Showing or feeling mirth or pleasure or happiness

• "Laughing children"

synonym:
• laughing(a)
,
• riant

1. Neşe, zevk veya mutluluk göstermek veya hissetmek

• "Gülünç çocuklar"

eşanlamlı:
• gülmek(a)
,
• gülen

Examples of using

Tom asked me why I was laughing.

Tom bana neden güldüğümü sordu.

What are you laughing about?

Neye gülüyorsunuz?

What are you laughing about?

Neye gülüyorsun?

If Tom starts laughing, I probably will, too.

Tom gülmeye başlarsa muhtemelen ben de gülerim.

Tom realized Mary was expecting him to laugh, so he started laughing.

Tom Mary'nin kendisinin gülmesini beklediğini fark etti, bu yüzden gülmeye başladı.

I wasn't laughing at you.

Size gülmüyordum.

I wasn't laughing at you.

Sana gülmüyordum.

Both of them started laughing.

İkisi de kahkaha atmaya başladı.

Both of them started laughing.

İkisi de gülmeye başladı.

I heard you laughing.

Güldüğünü duydum.

They stopped laughing.

Gülmeyi bıraktılar.

I stopped laughing.

Gülmeyi bıraktım.

I bet Tom still hasn't stopped laughing.

Tom'un gülmeyi hâlâ durdurmadığından eminim.

Tom is still laughing.

Tom hâlâ gülüyor.

I remember laughing.

Güldüğümü hatırlıyorum.

Tom was laughing.

Tom gülüyordu.

Tom stopped laughing.

Tom gülmeyi durdurdu.

Tom kept laughing.

Tom gülmeye devam etti.

Tom isn't laughing.

Tom gülmüyor.

Stop laughing!

Gülmeyi kes!