Translation meaning & definition of the word "lap" into Turkish language
Türk diline "lap" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Lap
[Dolamak]noun
1. The upper side of the thighs of a seated person
- "He picked up the little girl and plopped her down in his lap"
- synonym:
- lap
1. Oturan bir kişinin uyluklarının üst tarafı
- "Küçük kızı aldı ve kucağına attı"
- eşanlamlı:
- dolamak
2. An area of control or responsibility
- "The job fell right in my lap"
- synonym:
- lap
2. Kontrol veya sorumluluk alanı
- "İş kucağıma düştü"
- eşanlamlı:
- dolamak
3. The part of a piece of clothing that covers the thighs
- "His lap was covered with food stains"
- synonym:
- lap ,
- lap covering
3. Bir parça giysinin uylukları kaplayan kısmı
- "Kucağı yiyecek lekeleriyle kaplıydı"
- eşanlamlı:
- dolamak ,
- kucak kaplaması
4. A flap that lies over another part
- "The lap of the shingles should be at least ten inches"
- synonym:
- lap ,
- overlap
4. Başka bir parçanın üzerinde duran bir kanat
- "Zona turunun en az on inç olması gerekir"
- eşanlamlı:
- dolamak ,
- kaplamak
5. Movement once around a course
- "He drove an extra lap just for insurance"
- synonym:
- lap ,
- circle ,
- circuit
5. Bir rota etrafında bir kez hareket
- "Sadece sigorta için fazladan bir tur attı"
- eşanlamlı:
- dolamak ,
- çember ,
- devre
6. Touching with the tongue
- "The dog's laps were warm and wet"
- synonym:
- lick ,
- lap
6. Dil ile dokunmak
- "Köpeğin turları sıcak ve ıslaktı"
- eşanlamlı:
- yalamak ,
- dolamak
verb
1. Lie partly over or alongside of something or of one another
- synonym:
- lap
1. Bir şeyin ya da birbirinin kısmen üzerine ya da yanına uzanmak
- eşanlamlı:
- dolamak
2. Pass the tongue over
- "The dog licked her hand"
- synonym:
- lick ,
- lap
2. Dili üzerinden geçirmek
- "Köpek elini yaladı"
- eşanlamlı:
- yalamak ,
- dolamak
3. Move with or cause to move with a whistling or hissing sound
- "The bubbles swoshed around in the glass"
- "The curtain swooshed open"
- synonym:
- lap ,
- swish ,
- swosh ,
- swoosh
3. Bir ıslık veya tıslama sesi ile hareket edin veya hareket ettirin
- "Kabarcıklar bardağa dolandı"
- "Perde açıldı"
- eşanlamlı:
- dolamak ,
- vınlamak ,
- sving ,
- svosh
4. Take up with the tongue
- "The cat lapped up the milk"
- "The cub licked the milk from its mother's breast"
- synonym:
- lap ,
- lap up ,
- lick
4. Diline uymak
- "Kedi sütü bağladı"
- "Yavru annesinin göğsündeki sütü yaladı"
- eşanlamlı:
- dolamak ,
- kıvranmak ,
- yalamak
5. Wash or flow against
- "The waves laved the shore"
- synonym:
- lave ,
- lap ,
- wash
5. Yıkamak veya akmak
- "Dalgalar kıyıyı salladı"
- eşanlamlı:
- yıkamak ,
- dolamak