Translation meaning & definition of the word "lake" into Turkish language

noun

1. A body of (usually fresh) water surrounded by land

synonym:
• lake

1. Kara ile çevrili (genellikle tatlı) bir su kütlesi

eşanlamlı:
• göl

2. A purplish red pigment prepared from lac or cochineal

synonym:
• lake

2. Lac veya cochineal'den hazırlanan morumsu kırmızı bir pigment

eşanlamlı:
• göl

3. Any of numerous bright translucent organic pigments

synonym:
• lake

3. Çok sayıda parlak yarı saydam organik pigmentten herhangi biri

eşanlamlı:
• göl

Examples of using

What's Germany's largest lake?

Almanya'nın en büyük gölü ne?

I am fishing on the lake.

Gölde balık tutuyorum.

I think it's dangerous to swim in this lake.

Sanırım bu gölde yüzmek tehlikeli.

We finally arrived at the lake.

Sonunda göle vardık.

We finally got to the lake.

Biz sonunda göle vardık.

We camped on the side of the lake.

Gölün yanında kamp yaptık.

Lake Titicaca, the biggest lake in South America, is in Peru.

Titicaca Gölü, Güney Amerika'da en büyük göl, Peru'dadır.

That hotel is very near the lake.

O otel göle çok yakın.

We've walked all around the lake.

Gölün bütün çevresini gezdik.

We have rented a cabin by the lake.

Gölün yanında bir kabin kiraladık.

Would you like to go to the lake with us?

Bizimle birlikte göle gitmek ister misiniz?

There are a lot of fish in that lake.

O gölde bir sürü balık var.

The lake is big.

Göl büyük.

Tom bought a condominium near the lake.

Tom göle yakın bir kat mülkiyeti aldı.

Tom found the treasure at the bottom of the lake.

Tom hazineyi gölün dibinde buldu.

Tom spent the night in the small cabin near the lake.

Tom bütün geceyi gölün yanında küçük bir kabinde geçirdi.

The Lake Van is the greatest lake of Turkey.

Van Gölü Türkiye'nin en büyük gölüdür.

Tom couldn't see the lake from where he was standing.

Tom durduğu yerden gölü göremiyordu.

Tom enjoyed swimming in the lake.

Tom gölde yüzmekten hoşlandı.