Translation meaning & definition of the word "lag" into Turkish language
Türk diline "gecik" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
Lag
[Gecikme]noun
1. The act of slowing down or falling behind
- synonym:
- slowdown ,
- lag ,
- retardation
1. Yavaşlama veya geride kalma eylemi
- eşanlamlı:
- yavaşlama ,
- gecikme
2. The time between one event, process, or period and another
- "Meanwhile the socialists are running the government"
- synonym:
- interim ,
- meantime ,
- meanwhile ,
- lag
2. Bir olay, süreç veya dönem ile diğeri arasındaki süre
- "Sosyalistler hükümeti yönetirken"
- eşanlamlı:
- geçici ,
- bu arada ,
- gecikme
3. One of several thin slats of wood forming the sides of a barrel or bucket
- synonym:
- stave ,
- lag
3. Bir fıçı veya kovanın kenarlarını oluşturan birkaç ince tahta çıtasından biri
- eşanlamlı:
- çıta ,
- gecikme
verb
1. Hang (back) or fall (behind) in movement, progress, development, etc.
- synonym:
- lag ,
- dawdle ,
- fall back ,
- fall behind
1. Hareket, ilerleme, gelişme vb. gibi durumlarda asmak (arka) veya düşmek (arka).
- eşanlamlı:
- gecikme ,
- sallanmak ,
- geri çekilmek ,
- geri kalmak
2. Lock up or confine, in or as in a jail
- "The suspects were imprisoned without trial"
- "The murderer was incarcerated for the rest of his life"
- synonym:
- imprison ,
- incarcerate ,
- lag ,
- immure ,
- put behind bars ,
- jail ,
- jug ,
- gaol ,
- put away ,
- remand
2. Hapisteyken ya da hapishanede olduğu gibi kilitleyin ya da sınırlandırın
- "Şüpheler yargılanmadan hapsedildi"
- "Katil hayatının geri kalanında hapsedildi"
- eşanlamlı:
- tutuklamak ,
- sıkıştırmak ,
- gecikme ,
- hapsetmek ,
- parmaklıklar arkasına koymak ,
- hapishane ,
- çömlek ,
- gaol ,
- kaldırmak ,
- iade etmek
3. Throw or pitch at a mark, as with coins
- synonym:
- lag
3. Madeni paralarda olduğu gibi bir işarete at veya at
- eşanlamlı:
- gecikme
4. Cover with lagging to prevent heat loss
- "Lag pipes"
- synonym:
- lag
4. Isı kaybını önlemek için gecikmeli kapak
- "Lag pipolar"
- eşanlamlı:
- gecikme