Translation meaning & definition of the word "laden" into Turkish language
Türk diline "yüklü" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Laden
[Yüklü]/ledən/
verb
1. Remove with or as if with a ladle
- "Ladle the water out of the bowl"
- synonym:
- ladle ,
- lade ,
- laden
1. Bir kepçeyle veya bir kepçeyle sanki çıkarın
- "Suyu kaseden boşaltın"
- eşanlamlı:
- kepçe ,
- lade ,
- yüklü
2. Fill or place a load on
- "Load a car"
- "Load the truck with hay"
- synonym:
- load ,
- lade ,
- laden ,
- load up
2. Bir yükü doldurun veya yerleştirin
- "Bir araba yükle"
- "Kamyona saman yükle"
- eşanlamlı:
- yük ,
- lade ,
- yüklü ,
- yüklenmek
adjective
1. Filled with a great quantity
- "A tray loaded with dishes"
- "Table laden with food"
- "`ladened' is not current usage"
- synonym:
- laden ,
- loaded ,
- ladened
1. Büyük miktarda dolu
- "Bulaşıklarla dolu bir tepsi"
- "Yemek yüklü masa"
- "Yüklü' mevcut kullanım değildir"
- eşanlamlı:
- yüklü
2. Burdened psychologically or mentally
- "Laden with grief"
- "Oppressed by a sense of failure"
- synonym:
- laden ,
- oppressed
2. Psikolojik veya zihinsel olarak yük
- "Kederle yüklü" oldu"
- "Başarısızlık duygusuyla ezilmiş"
- eşanlamlı:
- yüklü ,
- ezilen