Translation meaning & definition of the word "knockout" into Turkish language
Türk diline "knockout" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Knockout
[Nakavt]/nɑkaʊt/
noun
1. A very attractive or seductive looking woman
- synonym:
- smasher ,
- stunner ,
- knockout ,
- beauty ,
- ravisher ,
- sweetheart ,
- peach ,
- lulu ,
- looker ,
- mantrap ,
- dish
1. Çok çekici veya baştan çıkarıcı görünümlü bir kadın
- eşanlamlı:
- darbe ,
- yakışıklı ,
- nakavt ,
- güzellik ,
- tecâvüzcü ,
- sevgili ,
- şeftali ,
- lulu ,
- arayan ,
- şal ,
- yemek
2. A blow that renders the opponent unconscious
- synonym:
- knockout ,
- KO ,
- kayo
2. Rakibi bilinçsiz hale getiren bir darbe
- eşanlamlı:
- nakavt ,
- KOCAMAN ,
- kayo
adjective
1. Very strong or vigorous
- "Strong winds"
- "A hard left to the chin"
- "A knockout punch"
- "A severe blow"
- synonym:
- hard ,
- knockout ,
- severe
1. Çok güçlü veya güçlü
- "Güçlü rüzgarlar"
- "Çene sert bir sol"
- "Nakav yumruğu"
- "Ciddi bir darbe"
- eşanlamlı:
- sert ,
- nakavt ,
- şiddetli
Examples of using
You're a knockout.
Sen bir yıkıcısın.
She's a knockout.
O bir yıkıcı.
Isn't she a knockout?
O bir afet değil mi?