Translation meaning & definition of the word "knocking" into Turkish language

noun

1. The sound of knocking (as on a door or in an engine or bearing)

• "The knocking grew louder"

synonym:
• knock
,
• knocking

1. Vurma sesi (bir kapı veya bir motor veya rulmanda olduğu gibi)

• "Vuruş daha da yükseldi"

eşanlamlı:
• çarpmak
,
• tıklatma

Examples of using

Tom came into my room without knocking.

Tom kapıyı çalmadan odama girdi.

I was about to get in the bath when I heard someone knocking on the door.

Birinin kapıyı çaldığını duyduğumda banyoya girmek üzereydim.

Tom stopped knocking on the door as soon as he realized Mary wasn't home.

Tom Mary'nin evde olmadığını farkeder etmez kapıyı çalmaktan vazgeçti.

I entered Tom's office after knocking on the door.

Kapıyı çaldıktan sonra Tom'un ofisine girdim.

Tom is knocking.

Tom kapı çalıyor.

Someone is knocking at the door.

Birisi kapıyı çalıyor.

Someone is knocking on the door.

Birisi kapıyı çalıyor.

Tom came into the room without knocking on the door.

Tom kapıyı çalmadan odaya girdi.

Someone's knocking at the door.

Birisi kapıyı çalıyor.

I think someone is knocking at the door.

Sanırım, biri kapıyı çalıyor.

Please do not enter the room without knocking.

Lütfen kapıyı çalmadan odaya girmeyin.

Someone is knocking loudly at the door.

Birisi yüksek sesle kapıyı çalıyor.

I heard someone knocking.

Birinin kapıyı çaldığını duydum.

Don't come into my room without knocking.

Kapıyı çalmadan odama gelmeyin.

Hold on, someone is knocking at my door.

Bekle , biri kapımı çalıyor.

Hold on, someone is knocking at my door.

Bekle , biri kapıma vuruyor.