Tom grabbed a knife, an onion and a chopping board.
Tom bir bıçak, bir soğan ve bir doğrama tahtası aldı.
Tom accidentally cut himself with his new knife.
Tom yanlışlıkla yeni bıçağıyla kendini kesti.
If you're not careful with that knife, you might cut yourself.
O bıçağa dikkat etmezsen kendini kesebilirsin.
He injured himself with a knife yesterday.
Dün bıçakla kendini yaraladı.
Tom wiped the blade of his knife on his jeans.
Tom kot pantolonuna bıçağının bıçağını sildi.
Tom tried to conceal his knife.
Tom bıçağını gizlemeye çalıştı.
Tom took a butcher knife out of the drawer.
Tom çekmeceden bir kasap bıçağı çıkardı.
Tom threatened Mary with a knife.
Tom Mary'yi bıçakla tehdit etti.
Tom sat at the kitchen table, sharpening a knife.
Tom mutfak masasına oturdu, bir bıçak biledi.
Tom said Mary threatened him with a knife.
Tom, Mary'nin onu bıçakla tehdit ettiğini söyledi.
Tom reached out for the knife.
Tom bıçağa uzandı.
Could I have a knife and fork, please?
Bıçak ve çatal alabilir miyim lütfen?
This is Tom's knife.
Bu Tom'un bıçağı.
Tom dropped his knife.
Tom bıçağını düşürdü.
Tom threw his knife at Mary.
Tom bıçağını Mary'ye fırlattı.
My knife is sharp.
Bıçağım keskin.
Tom carefully wiped his fingerprints off the knife.
Tom parmak izlerini bıçaktan dikkatlice sildi.
The kitchen knife wasn't sharp enough to cut the meat, so I used my pocket knife.
Mutfak bıçağı eti kesecek kadar keskin değildi, ben de çakımı kullandım.
Tom was stabbed with a kitchen knife, but he's going to be OK.
Tom bir mutfak bıçağıyla bıçaklandı ama iyileşecek.
Tom keeps a hunting knife in the trunk of his car.
Tom arabasının bagajında bir av bıçağı saklıyor.
For free English to Turkish translation, utilize the Lingvanex translation apps.
We apply ultimate machine translation technology and artificial intelligence to offer a free Turkish-English online text translator.