Translation meaning & definition of the word "kitten" into Turkish language

noun

1. Young domestic cat

synonym:
• kitten
,
• kitty

1. Genç yerli kedi

eşanlamlı:
• yavrulamak
,
• kedicik

verb

1. Have kittens

• "Our cat kittened again this year"

synonym:
• kitten

1. Yavru kedi var

• "Kedimiz bu yıl yine yavruladı"

eşanlamlı:
• yavrulamak

Examples of using

The kitten wants to sleep.

Yavru kedi uyumak istiyor.

I'll take care of your kitten while you're gone.

Sen gidince yavru kedine bakacağım.

In the end she chose another kitten.

Sonunda diğer kedi yavrusunu seçti.

She called the kitten "Jaguar".

Kedi yavrusuna "jaguar"diye seslendi.

Newspapers and television stations around the world told the story of Koko and her kitten.

Dünya çapında, gazeteler ve televizyon istasyonları Koko ve onun yavrusunun hikayesini anlattı.

The kitten was drinking milk under the table.

Kedi yavrusu masanın altında süt içiyordu.

I named the kitten Tama.

Kedi yavrusuna Tama adını verdim.

The kitten couldn't get down from the tree.

Yavru kedi ağaçtan inemedi.

The kitten wanted in.

Kedi yavrusu içeri girmek istedi.

Every day grandfather and grandmother gave the kitten plenty of milk, and soon the kitten grew nice and plump.

Büyük babam ve büyük annem kedi yavrusuna her gün bir sürü süt verdi ve kısa sürede yavru güzel ve tombul oldu.

The tiger cub looked like a large kitten.

Kaplan yavrusu büyük bir kedi yavrusu gibi görünüyordu.

Reporter: Did you buy her a kitten?

Muhabir: Ona bir kedi yavrusu aldınız mı?

Did she hurt that kitten?

O, kedi yavrusunu incitti mi?