Translation meaning & definition of the word "kissing" into Turkish language

noun

1. Affectionate play (or foreplay without contact with the genital organs)

synonym:
• caressing
,
• cuddling
,
• fondling
,
• hugging
,
• kissing
,
• necking
,
• petting
,
• smooching
,
• snuggling

1. Sevgi dolu oyun (veya genital organlarla temas etmeden ön sevişme)

eşanlamlı:
• okşama
,
• sarılma
,
• öpüşme
,
• boyun
,
• sevişme
,
• kıvrılma

Examples of using

Tom stopped himself from kissing Mary.

Tom Mary'yi öpmekten vazgeçti.

Tom and Mary were kissing each other when I walked in.

İçeri girdiğimde Tom ve Mary öpüşüyorlardı.

I saw you and Tom kissing.

Dün sen ve Tom'un öpüştüğünü gördüm.

I saw Tom kissing John's wife.

Tom'un John'ın eşini öptüğünü gördüm.

I could have sworn I saw Tom kissing Mary.

Tom'un Mary'yi öptüğünü gördüğüme yemin edebilirdim.

Tom is kissing Mary.

Tom Mary'yi öpüyor.

They're still kissing.

Hâlâ öpüşüyorlar.

They stopped kissing.

Onlar öpmekten vazgeçtiler.

They started kissing.

Onlar öpmeye başladılar.

I caught them kissing.

Onları öpüşürken yakaladım.

After kissing Mary, Tom left for work.

Mary'yi öptükten sonra, Tom işe gitti.

As soon as Tom got Mary alone, he started kissing her.

Tom Mary'yi yalnız bulur bulmaz, onu öpmeye başladı.

Tom was kissing Mary when I walked into the classroom.

Ben sınıfa girdiğimde Tom Mary'i öpüyordu.

Everywhere you look you can see young couples kissing.

Baktığın her yerde öpüşen genç çiftleri görebilirsiniz.

She started kissing him as soon as he got home.

Eve varır varmaz onu öpmeye başladı.

She is kissing him.

O onu öpüyor.

Any man who can drive safely while kissing a pretty lady is simply not giving the kiss the attention it deserves.

Güzel bir bayanı öperken güvenle araba sürebilen bir sürücü sadece öpücüğe hakettiği ilgiyi vermiyordur.

They are hugging and kissing.

Onlar sarılıyorlar ve öpüşüyorlar.