Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "justify" into Turkish language

Türk diline "adalet" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Justify

[Haklı çıkarmak]
/ʤəstəfaɪ/

verb

1. Show to be reasonable or provide adequate ground for

  • "The emergency does not warrant all of us buying guns"
  • "The end justifies the means"
    synonym:
  • justify
  • ,
  • warrant

1. Makul olduğunu gösterin veya uygun bir zemin sağlayın

  • "Acil durum hepimizin silah alacağını garanti etmez"
  • "Son, araçları haklı çıkarır"
    eşanlamlı:
  • haklı çıkarmak
  • ,
  • garanti etmek

2. Show to be right by providing justification or proof

  • "Vindicate a claim"
    synonym:
  • justify
  • ,
  • vindicate

2. Gerekçe veya kanıt sunarak haklı olmayı gösterin

  • "Bir iddiayı savunun"
    eşanlamlı:
  • haklı çıkarmak
  • ,
  • savunmak

3. Defend, explain, clear away, or make excuses for by reasoning

  • "Rationalize the child's seemingly crazy behavior"
  • "He rationalized his lack of success"
    synonym:
  • apologize
  • ,
  • apologise
  • ,
  • excuse
  • ,
  • justify
  • ,
  • rationalize
  • ,
  • rationalise

3. Savun, açıkla, temizle ya da akıl yürüterek bahaneler yarat

  • "Çocuğun görünüşte çılgınca davranışını rasyonelleştirin"
  • "Başarısızlığını rasyonelleştirdi"
    eşanlamlı:
  • özür
  • ,
  • özür dilemek
  • ,
  • haklı çıkarmak
  • ,
  • rasyonelleştirmek

4. Let off the hook

  • "I absolve you from this responsibility"
    synonym:
  • absolve
  • ,
  • justify
  • ,
  • free

4. Kancayı çıkarmak

  • "Seni bu sorumluluktan kurtarıyorum"
    eşanlamlı:
  • kurtarmak
  • ,
  • haklı çıkarmak
  • ,
  • bedava

5. Adjust the spaces between words

  • "Justify the margins"
    synonym:
  • justify

5. Kelimeler arasındaki boşlukları ayarlayın

  • "Kenar boşluklarını haklı çıkar"
    eşanlamlı:
  • haklı çıkarmak

Examples of using

It's hard to justify.
Onu aklamak zordur.
Justify your attitude, come on, justify being there when it all happened.
Davranışını haklı çıkar, haydi, bunların hepsi olduğunda orada olmanı haklı çıkar.
How can you justify your behavior?
Davranışını nasıl haklı gösterebilirsin?