Translation meaning & definition of the word "juicy" into Turkish language
Türk diline "sulu" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Juicy
[Sulu]/ʤusi/
adjective
1. Full of juice
- synonym:
- juicy
1. Meyve suyu dolu
- eşanlamlı:
- sulu
2. Having strong sexual appeal
- "Juicy barmaids"
- "A red-hot mama"
- "A voluptuous woman"
- "A toothsome blonde in a tight dress"
- synonym:
- juicy ,
- luscious ,
- red-hot ,
- toothsome ,
- voluptuous
2. Güçlü cinsel çekiciliğe sahip olmak
- "Sulu barmenler"
- "Kızıl sıcak bir anne"
- "Şiddetli bir kadın"
- "Sıkı elbiseli dişçi bir sarışın"
- eşanlamlı:
- sulu ,
- lezzetli ,
- kırmızı sıcak ,
- dişsel ,
- şehvetli
3. Lucrative
- "A juicy contract"
- "A nice fat job"
- synonym:
- fat ,
- juicy
3. Kazançlı
- "Sulu bir sözleşme"
- "Güzel şişman bir iş"
- eşanlamlı:
- yağlı ,
- sulu
4. Suggestive of sexual impropriety
- "A blue movie"
- "Blue jokes"
- "He skips asterisks and gives you the gamy details"
- "A juicy scandal"
- "A naughty wink"
- "Naughty words"
- "Racy anecdotes"
- "A risque story"
- "Spicy gossip"
- synonym:
- blue ,
- gamy ,
- gamey ,
- juicy ,
- naughty ,
- racy ,
- risque ,
- spicy
4. Cinsel uygunsuzluğu düşündürüyor
- "Mavi bir film"
- "Mavi şakalar"
- "Yıldızları atlar ve size oyun detaylarını verir"
- "Sulu bir skandal"
- "Yaramaz bir göz kırpma"
- "Yaramaz sözler"
- "Racy anekdotlar"
- "Riskli bir hikaye"
- "Baharatlı dedikodu"
- eşanlamlı:
- mavi ,
- cesur ,
- oyunbaz ,
- sulu ,
- terbiyesiz ,
- özlü ,
- müstehcen ,
- baharatlı
Examples of using
The turkey was tender and juicy.
Hindi yumuşak ve sulu.