Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "jog" into Turkish language

Türk diline "jog" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Jog

[Koşu]
/ʤɑg/

noun

1. A sharp change in direction

  • "There was a jog in the road"
    synonym:
  • jog

1. Yönde keskin bir değişim

  • "Yolda bir koşu vardı"
    eşanlamlı:
  • koşu

2. A slow pace of running

    synonym:
  • jog
  • ,
  • trot
  • ,
  • lope

2. Yavaş bir koşu temposu

    eşanlamlı:
  • koşu
  • ,
  • tırıs
  • ,
  • lop

3. A slight push or shake

    synonym:
  • nudge
  • ,
  • jog

3. Hafif bir itme veya sallama

    eşanlamlı:
  • dürtmek
  • ,
  • koşu

verb

1. Continue talking or writing in a desultory manner

  • "This novel rambles on and jogs"
    synonym:
  • ramble on
  • ,
  • ramble
  • ,
  • jog

1. İsteksiz bir şekilde konuşmaya veya yazmaya devam edin

  • "Bu roman çınlıyor ve koşuyor"
    eşanlamlı:
  • rastlamak
  • ,
  • yayılmak
  • ,
  • koşu

2. Even up the edges of a stack of paper, in printing

    synonym:
  • square up
  • ,
  • jog
  • ,
  • even up

2. Baskıda bir kağıt yığınının kenarlarında bile

    eşanlamlı:
  • kare yapmak
  • ,
  • koşu
  • ,
  • eşitlemek

3. Run for exercise

  • "Jog along the canal"
    synonym:
  • jog

3. Egzersiz için koşmak

  • "Kanal boyunca koş"
    eşanlamlı:
  • koşu

4. Run at a moderately swift pace

    synonym:
  • trot
  • ,
  • jog
  • ,
  • clip

4. Orta derecede hızlı bir tempoda koş

    eşanlamlı:
  • tırıs
  • ,
  • koşu
  • ,
  • klip

5. Give a slight push to

    synonym:
  • jog

5. Hafif bir itme yapın

    eşanlamlı:
  • koşu

6. Stimulate to remember

  • "Jog my memory"
    synonym:
  • jog

6. Hatırlamaya teşvik etmek

  • "Hafızamı karıştır"
    eşanlamlı:
  • koşu

Examples of using

We jog together.
Birlikte koşarız.
The man next door said he goes for a jog every morning.
Bitişikteki adam her sabah bir koşuya gittiğini söyledi.
I've decided to jog every morning.
Her sabah koşmaya karar verdim.