Translation meaning & definition of the word "jazz" into Turkish language
Türk diline "caz" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Jazz
[Caz müziği]/ʤæz/
noun
1. Empty rhetoric or insincere or exaggerated talk
- "That's a lot of wind"
- "Don't give me any of that jazz"
- synonym:
- wind ,
- malarkey ,
- malarky ,
- idle words ,
- jazz ,
- nothingness
1. Boş söylem veya samimiyetsiz veya abartılı konuşma
- "Bu çok rüzgar"
- "Bana o cazdan hiçbirini verme"
- eşanlamlı:
- rüzgâr ,
- malark ,
- malarky ,
- boş sözler ,
- caz müziği ,
- hiçlik
2. A genre of popular music that originated in new orleans around 1900 and developed through increasingly complex styles
- synonym:
- jazz
2. 1900 civarında new orleans'ta ortaya çıkan ve giderek daha karmaşık stillerle gelişen popüler müzik türü
- eşanlamlı:
- caz müziği
3. A style of dance music popular in the 1920s
- Similar to new orleans jazz but played by large bands
- synonym:
- jazz
3. 1920lerde popüler olan bir dans müziği tarzı
- New orleans cazına benzer ama büyük gruplar tarafından çalınmıştır
- eşanlamlı:
- caz müziği
verb
1. Play something in the style of jazz
- synonym:
- jazz
1. Caz tarzında bir şeyler çal
- eşanlamlı:
- caz müziği
2. Have sexual intercourse with
- "This student sleeps with everyone in her dorm"
- "Adam knew eve"
- "Were you ever intimate with this man?"
- synonym:
- sleep together ,
- roll in the hay ,
- love ,
- make out ,
- make love ,
- sleep with ,
- get laid ,
- have sex ,
- know ,
- do it ,
- be intimate ,
- have intercourse ,
- have it away ,
- have it off ,
- screw ,
- fuck ,
- jazz ,
- eff ,
- hump ,
- lie with ,
- bed ,
- have a go at it ,
- bang ,
- get it on ,
- bonk
2. Cinsel ilişkide bulunmak
- "Bu öğrenci yurttaki herkesle yatıyor"
- "Adam havva'yı tanıyordu"
- "Bu adamla hiç yakınlaştın mı?"
- eşanlamlı:
- birlikte uyumak ,
- samanda yuvarlanmak ,
- sevgi ,
- çıkarmak ,
- sevişmek ,
- yatmak ,
- dolandırılmak ,
- seks yapmak ,
- bilmek ,
- onu yapmak ,
- samimi olmak ,
- ilişkiye girmek ,
- ondan uzak tutmak ,
- vidalamak ,
- sikmek ,
- caz müziği ,
- eff ,
- kambur ,
- yalan söylemek ,
- yatak ,
- üstüne atlamak ,
- patlama ,
- üstüne almak ,
- kemik
Examples of using
I play bass in a jazz band.
Bir caz orkestrasında bas gitar çalıyorum.
I listen to jazz sometimes.
Bazen caz dinlerim.
Tom likes jazz.
Tom cazı seviyor.