Translation meaning & definition of the word "jab" into Turkish language
Türk diline "jab" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Jab
[Saplamak]/ʤæb/
noun
1. A sharp hand gesture (resembling a blow)
- "He warned me with a jab with his finger"
- "He made a thrusting motion with his fist"
- synonym:
- jab ,
- jabbing ,
- poke ,
- poking ,
- thrust ,
- thrusting
1. Keskin bir el hareketi (bir darbeyi yeniden monte etme)
- "Parmağıyla bir jab ile beni uyardı"
- "Yumruğuyla itme hareketi yaptı"
- eşanlamlı:
- saplamak ,
- gıcırdama ,
- dürtmek ,
- şımartmak ,
- saldırgan
2. A quick short straight punch
- synonym:
- jab
2. Hızlı kısa düz yumruk
- eşanlamlı:
- saplamak
3. The act of touching someone suddenly with your finger or elbow
- "She gave me a sharp dig in the ribs"
- synonym:
- dig ,
- jab
3. Birine aniden parmağınızla veya dirseğinizle dokunma eylemi
- "Bana kaburgalarda keskin bir kazı yaptı"
- eşanlamlı:
- kazmak ,
- saplamak
verb
1. Poke or thrust abruptly
- "He jabbed his finger into her ribs"
- synonym:
- jab ,
- prod ,
- stab ,
- poke ,
- dig
1. Dürtmek veya aniden itmek
- "Parmağını kaburgalarına soktu"
- eşanlamlı:
- saplamak ,
- özendirmek ,
- dürtmek ,
- kazmak
2. Strike or punch with quick and short blows
- synonym:
- jab
2. Hızlı ve kısa darbelerle vurun veya yumruklayın
- eşanlamlı:
- saplamak
3. Stab or pierce
- "He jabbed the piece of meat with his pocket knife"
- synonym:
- stab ,
- jab
3. Bıçakla veya del
- "Et parçasını çakısıyla bıçakladı"
- eşanlamlı:
- saplamak