Translation meaning & definition of the word "intrude" into Turkish language
Türk diline "intrude" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Intrude
[Zorla sokmak]/ɪntrud/
verb
1. Enter uninvited
- "They intruded on our dinner party"
- "She irrupted into our sitting room"
- synonym:
- intrude ,
- irrupt
1. Davetsiz girmek
- "Akşam yemeği partimize izinsiz girdiler"
- "O oturma odamıza girdi"
- eşanlamlı:
- zorla sokmak ,
- istilâ etmek
2. Enter unlawfully on someone's property
- "Don't trespass on my land!"
- synonym:
- trespass ,
- intrude
2. Birinin mülküne yasadışı bir şekilde girin
- "Benim arazime izinsiz girme!"
- eşanlamlı:
- tecâvüz ,
- zorla sokmak
3. Search or inquire in a meddlesome way
- "This guy is always nosing around the office"
- synonym:
- intrude ,
- horn in ,
- pry ,
- nose ,
- poke
3. Zahmetli bir şekilde arayın veya sorgulayın
- "Bu adam her zaman ofisin etrafında dönüyor"
- eşanlamlı:
- zorla sokmak ,
- boynuzlamak ,
- koparmak ,
- burun ,
- dürtmek
4. Thrust oneself in as if by force
- "The colors don't intrude on the viewer"
- synonym:
- intrude ,
- obtrude
4. Zorla sanki kendini içeri sokmak
- "Renkler izleyiciye girmez"
- eşanlamlı:
- zorla sokmak ,
- içine sokmak
Examples of using
I don't want to intrude on them if they're busy.
Onlar meşgulse onları rahatsız etmek istemiyorum.
By and large, reporters don't hesitate to intrude on one's privacy.
Genel olarak muhabirler birinin mahremiyetine izinsiz girmeye çekinmezler.