Translation meaning & definition of the word "international" into Turkish language

noun

1. Any of several international socialist organizations

synonym:
• International

1. Birçok uluslararası sosyalist örgütten herhangi biri

eşanlamlı:
• Uluslararası

adjective

1. Concerning or belonging to all or at least two or more nations

• "International affairs"

• "An international agreement"

• "International waters"

synonym:
• international

1. Tüm veya en az iki veya daha fazla ulusa ait olmak veya

• "Uluslararası ilişkiler"

• "Uluslararası bir anlaşma"

• "Uluslararası sular"

eşanlamlı:
• uluslararası

2. From or between other countries

• "External commerce"

• "International trade"

• "Developing nations need outside help"

synonym:
• external
,
• international
,
• outside(a)

2. Diğer ülkelerden veya ülkeler arasında

• "Dış ticaret"

• "Uluslararası ticaret"

• "Gelişmekte olan ülkelerin dışarıdan yardıma ihtiyacı var"

eşanlamlı:
• dış
,
• uluslararası
,
• dış(a)

Examples of using

Tom is an international jewel thief.

Tom uluslararası bir mücevher hırsızıdır.

When speaking to an international audience, it is perhaps best to speak English a little slower than usual.

Uluslararası bir seyirciyle konuşurken, her zamankinden biraz daha yavaş İngilizce konuşmak belki de en iyisidir.

English is quite often the language of choice when speaking to an international audience.

İngilizce uluslararası bir izleyici kitlesiyle konuşurken, oldukça sık tercih edilen bir dildir.

The English team beat the Brazilian team in the international soccer tournament.

Uluslararası futbol turnuvasında İngiliz takımı, Brezilya takımını yendi.

The international language Esperanto appeared in public at the end of 1887.

Uluslararası dil Esperanto, 1887'nin sonlarında herkese gösterildi.

Everyone, as a member of society, has the right to social security and is entitled to realization, through national effort and international co-operation and in accordance with the organization and resources of each State, of the economic, social and cultural rights indispensable for his dignity and the free development of his personality.

Her şahsın, cemiyetin bir üyesi olmak itibariyle, sosyal güvenliğe hakkı vardır; haysiyeti için ve şahsiyetinin serbestçe gelişmesi için zaruri olan ekonomik, sosyal ve kültürel hakların milli gayret ve milletlerarası işbirliği yoluyla ve her devletin teşkilatı ve kaynaklarıyla mütenasip olarak gerçekleştirilmesine hakkı vardır.

The quality of higher education must answer to the highest international standards.

Daha yüksek eğitim kalitesi, en yüksek uluslararası standartlara cevap vermelidir.

She is working as a volunteer interpreter at the international conference.

Uluslararası Konferansta gönüllü bir çevirmen olarak çalışıyor.

All in all, the international conference was a success.

Her şeyi hesaba katarsak, uluslararası konferans bir başarı idi.

There is an international airport in Narita.

Narita'da uluslararası bir hava limanı var.

The Japanese are often criticized for being inward looking and insufficiently international in their outlook.

Japonya görünüşte içe dönük ve yetersiz uluslararası yapıya sahip olduğundan dolayı sık sık eleştirilmektedir.

As for me, instead of trying to be a cool, international man, I would like to be an open-minded earth person.

Bana gelince, uluslar arası klas bir insan olmaya çabalamak yerine, açık fikirli bir dünya insanı olmak istiyorum.

We learned that English is an international language.

İngilizcenin uluslararası bir dil olduğunu öğrendik.

It's best to make international calls person to person.

Uluslararası aramaları kişiden kişiye yapmak en iyisidir.

Barack Obama is aiming for an international ban on nuclear weapons, but is not against them in all wars.

Barack Obama, nükleer silahlarla ilgili uluslararası bir yasaklamayı hedefliyor, fakat tüm savaşlarda onlara karşı değil.

English is an international language.

İngilizce uluslar arası bir dildir.