Examples of using
Tom never intended to hurt Mary.
Tom asla Mary'yi incitmek istemedi.
Tom said more than he had intended.
Tom niyet ettiğinin daha fazlasını söyledi.
I never intended to hurt anybody.
Hiç kimseyi incitmeye niyet etmedim.
I never intended for anybody to get hurt.
Asla kimsenin incinmesini istemedim.
I don't think Tom intended to do that.
Tom'un onu yapması gerektiğini sanmıyorum.
Those who intended to stay quickly adopted the island speech patterns, while those who did not, did not.
Niyetli olmayanlar uyum sağlamazken, kalmaya niyetli olanlar adanın konuşma yapılarına çabucak uyum sağladılar.
I had intended to go abroad.
Ben yurt dışına gitmeye niyet etmiştim.
Tom intended to tell Mary everything.
Tom Mary'ye her şeyi söylemeyi planladı.
Tom intended to visit Boston last month.
Tom geçen ay Boston'u ziyaret etmeye niyetlendi.
She intended to go shopping.
O, alışverişe gitmeyi düşündü.
She intended to go shopping with her mother, but her mother was busy.
O, annesi ile birlikte alışverişe gitmeye niyetlendi fakat annesi meşguldü.
She intended to become an actress.
O, bir aktris olmaya niyetlendi.
I had intended to call on her last Sunday.
Geçen Pazar onu ziyaret etmeye niyetlendim.
I had intended to go there.
Ben oraya gitmek için niyet etmiştim.
I had no idea of what she intended to do.
Onun ne yapmayı planladığı hakkında hiçbir fikrim yoktu.
They intended to drill for oil.
Onlar petrol için sondaj yapmaya niyetlendiler.
They intended to increase the military budget.
Askeri bütçeyi artırmayı amaçladılar.
He intended to marry her.
Onunla evlenmek niyetindeydi.
I was asked by my uncle what I intended to be when I graduated from college.
Üniversiteden mezun olduğumda ne olmaya niyet ettiğim bana amcam tarafından soruldu.
We intended to start right away.
Biz hemen başlamaya niyetlendik.
