Translation meaning & definition of the word "insurance" into Turkish language

noun

1. Promise of reimbursement in the case of loss

• Paid to people or companies so concerned about hazards that they have made prepayments to an insurance company

synonym:
• insurance

1. Kayıp durumunda geri ödeme sözü

• Bir sigorta şirketine ön ödeme yaptıkları tehlikelerden endişe duyan insanlara veya şirketlere ödenir

eşanlamlı:
• sigorta

2. Written contract or certificate of insurance

• "You should have read the small print on your policy"

synonym:
• policy
,
• insurance policy
,
• insurance

2. Yazılı sözleşme veya sigorta sertifikası

• "Poliçenizdeki küçük baskıyı okumalıydınız"

eşanlamlı:
• politika
,
• sigorta poliçesi
,
• sigorta

3. Protection against future loss

synonym:
• indemnity
,
• insurance

3. Gelecekteki kayıplara karşı koruma

eşanlamlı:
• tazminat
,
• sigorta

Examples of using

Tom is an insurance salesman.

Tom bir sigorta satıcısıdır.

Do you have life insurance?

Hayat sigortanız var mı?

Tom should have purchased flood insurance.

Tom sel sigortası satın almalıydı.

I have no insurance.

Sigortam yok.

Actually, Tom doesn't have insurance.

Aslında, Tom'un sigortası yok.

I have insurance.

Sigortam var.

Tom is no longer covered by his parents' health insurance.

Tom artık ebeveynlerinin sağlık sigortası kapsamında değil.

Tom doesn't have health insurance.

Tom'un sağlık sigortası yok.

This insurance has a high deductible.

Bu sigortanın yüksek bir indirimi var.

Tom called the insurance company to report that his car had been stolen.

Tom arabasının çalındığını bildirmek için sigorta şirketini aradı.

Tom and Mary were plotting to kill Tom's father for the life insurance.

Tom ve Marry hayat sigortası için Tom'un babasını öldürmek amacıyla kumpas kuruyorlardı.

We sued the insurance company because it violated the terms of our policy.

Biz sigorta şirketine poliçemizin şartlarını ihlal ettiği için dava açtık.

I need to purchase health insurance.

Sağlık sigortası yaptırmalıyım.

I forgot to bring my health insurance card.

Sağlık sigortası kartımı getirmeyi unuttum.

Let me see your health insurance certificate.

Sağlık sigortası belgeni görmeme izin ver.

What's the name of your insurance company?

Sigorta şirketinin adı nedir?

How much is it including insurance and tax?

Sigorta ve vergi dahil ne kadar?

He is an executive in an insurance company.

Bir sigorta şirketinde bir yönetici.

He took a job with an insurance company.

Bir sigorta şirketinde bir iş buldu.