Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "instant" into Turkish language

Türk diline "anlık" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Instant

[Anlık]
/ɪnstənt/

noun

1. A very short time (as the time it takes the eye to blink or the heart to beat)

  • "If i had the chance i'd do it in a flash"
    synonym:
  • blink of an eye
  • ,
  • flash
  • ,
  • heartbeat
  • ,
  • instant
  • ,
  • jiffy
  • ,
  • split second
  • ,
  • trice
  • ,
  • twinkling
  • ,
  • wink
  • ,
  • New York minute

1. Çok kısa bir süre (gözün yanıp sönmesi veya kalbin atması için gereken süre olarak)

  • "Şansım olsaydı, bir anda yapardım"
    eşanlamlı:
  • göz kırpması
  • ,
  • flaş
  • ,
  • ruh
  • ,
  • anlık
  • ,
  • lâhza
  • ,
  • saniyeyi böl
  • ,
  • lahza
  • ,
  • pırıltı
  • ,
  • göz kırpmak
  • ,
  • New York dakikası

2. A particular point in time

  • "The moment he arrived the party began"
    synonym:
  • moment
  • ,
  • minute
  • ,
  • second
  • ,
  • instant

2. Zaman içinde belirli bir nokta

  • "Partiye geldiği an başladı"
    eşanlamlı:
  • moment
  • ,
  • dakika
  • ,
  • ikinci
  • ,
  • anlık

adjective

1. Occurring with no delay

  • "Relief was instantaneous"
  • "Instant gratification"
    synonym:
  • instantaneous
  • ,
  • instant(a)

1. Gecikmeden meydana gelmek

  • "Rölyef anlıktı"
  • "Anlık memnuniyet"
    eşanlamlı:
  • anlık
  • ,
  • anında(a)

2. In or of the present month

  • "Your letter of the 10th inst"
    synonym:
  • instant
  • ,
  • inst

2. Şu anda veya bu ayın içinde

  • "10. enst mektubun"
    eşanlamlı:
  • anlık
  • ,
  • inst

3. Demanding attention

  • "Clamant needs"
  • "A crying need"
  • "Regarded literary questions as exigent and momentous"- h.l.mencken
  • "Insistent hunger"
  • "An instant need"
    synonym:
  • clamant
  • ,
  • crying
  • ,
  • exigent
  • ,
  • insistent
  • ,
  • instant

3. Ilgi talep eden

  • "Açık ihtiyaçlar"
  • "Ağlayan bir ihtiyaç"
  • "Edebi soruları titiz ve önemli olarak kabul etti" - h.l.mencken
  • "Israrcı açlık"
  • "Anında bir ihtiyaç"
    eşanlamlı:
  • gürültülü
  • ,
  • ağlayan
  • ,
  • zorlayıcı
  • ,
  • ısrarlı
  • ,
  • anlık

Examples of using

I knew her the instant I saw her.
Onu gördüğüm an tanıdım.
I had instant noodles as a midnight snack.
Gece yarısı aperatifi için anlık erişte yedim.
The foam vanished in an instant.
Köpük bir anda kayboldu.