Translation meaning & definition of the word "insolent" into Turkish language
Türk diline "müstehcen" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Insolent
[Saygısız]/ɪnsələnt/
adjective
1. Marked by casual disrespect
- "A flip answer to serious question"
- "The student was kept in for impudent behavior"
- synonym:
- impudent ,
- insolent ,
- snotty-nosed ,
- flip
1. Gündelik saygısızlık ile işaretlenmiş
- "Ciddi bir soruya cevap"
- "Öğrenci küstah davranışlar için tutuldu"
- eşanlamlı:
- terbiyesiz ,
- saygısız ,
- sümüklü ,
- çevirmek
2. Unrestrained by convention or propriety
- "An audacious trick to pull"
- "A barefaced hypocrite"
- "The most bodacious display of tourism this side of anaheim"- los angeles times
- "Bald-faced lies"
- "Brazen arrogance"
- "The modern world with its quick material successes and insolent belief in the boundless possibilities of progress"- bertrand russell
- synonym:
- audacious ,
- barefaced ,
- bodacious ,
- bald-faced ,
- brassy ,
- brazen ,
- brazen-faced ,
- insolent
2. Sözleşme veya mülkiyet tarafından sınırlandırılmamıştır
- "Çekmek için cesur bir numara"
- "Açık yüzlü bir ikiyüzlü"
- "Anaheim'in bu yakasında turizmin en bodyak gösterimi" - los angeles times
- "Kehribar yüzlü yalanlar"
- "Küstahça kibir"
- "Hızlı maddi başarıları ve ilerlemenin sınırsız olanaklarına küstah inancıyla modern dünya" - bertrand russell
- eşanlamlı:
- cesur ,
- yüzsüz ,
- doğurgan ,
- yüzü kızarmadan ,
- sırnaşık ,
- pirinç ,
- saygısız
Examples of using
Don't be insolent.
Küstahlaşma.
Tom is insolent.
Tom küstah.