Translation meaning & definition of the word "insist" into Turkish language

verb

1. Be emphatic or resolute and refuse to budge

• "I must insist!"

synonym:
• insist
,
• take a firm stand

1. Empatik veya kararlı olun ve tomurcuklanmayı reddedin

• "Isteriyorum işte!"

eşanlamlı:
• ısrar etmek
,
• sağlam durmak

2. Beg persistently and urgently

• "I importune you to help them"

synonym:
• importune
,
• insist

2. Israrla ve acilen yalvarın

• "Onlara yardım etmek için seni alırım"

eşanlamlı:
• sıkboğaz etmek
,
• ısrar etmek

3. Assert to be true

• "The letter asserts a free society"

synonym:
• insist
,
• assert

3. Doğru olduğunu iddia etmek

• "Meşru bir toplum olduğunu iddia ediyor"

eşanlamlı:
• ısrar etmek
,
• iddia etmek

Examples of using

I must insist.

Israr etmeliyim.

I insist that you leave Tom alone.

Tom'u yalnız bırakman konusunda ısrar ediyorum.

Come in. I insist.

İçeri buyurun. Israr ediyorum.

They will insist on her staying there longer.

Orada daha uzun kalması için ısrar ederler.

I insist that he should go with us.

Onun bizimle gitmesi gerektiği konusunda ısrar ediyorum.

I don't like people who always insist on talking about politics.

Her zaman politika konuşmayı ısrar eden insanları sevmem.

I insist on your being present.

Senin mevcut olmanda ısrar ediyorum.

Jimmy insist on my taking him to the zoo.

Jimmy benim onu hayvanat bahçesine götürmem için ısrar ediyor.

You're playing with fire if you insist on riding your motorcycle without a helmet on.

Bir kask giymeden motosiklete binmekte ısrar edersen, ateşle oynuyorsun.

We insist that a meeting be held as soon as possible.

O buluşmanın olabildiğince kısa sürede düzenlenmesinde ısrar ediyoruz.

I'll do it, if you insist.

Eğer ısrar ederseniz, onu yaparım.

You always insist that you are in the right.

Her zaman haklı olduğun konusunda ısrar ediyorsun.