Translation meaning & definition of the word "inhibit" into Turkish language
Türk diline "engellemek" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Inhibit
[Engellemek]/ɪnhɪbət/
verb
1. To put down by force or authority
- "Suppress a nascent uprising"
- "Stamp down on littering"
- "Conquer one's desires"
- synonym:
- suppress ,
- stamp down ,
- inhibit ,
- subdue ,
- conquer ,
- curb
1. Güç veya otorite tarafından bastırmak
- "Yeni başlayan ayaklanmayı bastırın"
- "Kirpilme üzerine damga vur"
- "İnsanın arzularını fethet"
- eşanlamlı:
- bastırmak ,
- damgalamak ,
- engellemek ,
- hafifletmek ,
- yenmek ,
- frenlemek
2. Limit the range or extent of
- "Contact between the young was inhibited by strict social customs"
- synonym:
- inhibit
2. Aralığını veya kapsamını sınırlayın
- "Gençler arasındaki temas, katı sosyal gelenekler tarafından engellendi"
- eşanlamlı:
- engellemek
3. Limit, block, or decrease the action or function of
- "Inhibit the action of the enzyme"
- "Inhibit the rate of a chemical reaction"
- synonym:
- inhibit
3. Eylemini veya işlevini sınırlayın, engelleyin veya azaltın
- "Enzimin etkisini inhibe edin"
- "Kimyasal reaksiyon hızını inhibe edin"
- eşanlamlı:
- engellemek
4. Control and refrain from showing
- Of emotions, desires, impulses, or behavior
- synonym:
- inhibit ,
- bottle up ,
- suppress
4. Kontrol edin ve göstermekten kaçının
- Duygular, arzular, dürtüler veya davranış
- eşanlamlı:
- engellemek ,
- şişelemek ,
- bastırmak