Translation meaning & definition of the word "inhabit" into Turkish language
Türk diline "inhabit" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Inhabit
[Ikamet etmek]/ɪnhæbət/
verb
1. Inhabit or live in
- Be an inhabitant of
- "People lived in africa millions of years ago"
- "The people inhabited the islands that are now deserted"
- "This kind of fish dwells near the bottom of the ocean"
- "Deer are populating the woods"
- synonym:
- populate ,
- dwell ,
- live ,
- inhabit
1. Yaşamak veya yaşamak
- Ikamet etmek
- "İnsanlar milyonlarca yıl önce afrika'da yaşadılar"
- "İnsanlar şu anda terk edilmiş olan adalarda yaşadılar"
- "Bu tür balıklar okyanusun dibine yakın yerlerde yaşar"
- "Geyik ormanı dolduruyor"
- eşanlamlı:
- nüfuslandırmak ,
- yaşamak ,
- canlı ,
- ikamet etmek
2. Be present in
- "Sweet memories inhabit this house"
- synonym:
- inhabit
2. Hazır olmak
- "Tatlı anılar bu evde yaşıyor"
- eşanlamlı:
- ikamet etmek
3. Exist or be situated within
- "Strange notions inhabited her mind"
- synonym:
- dwell ,
- inhabit
3. Var olun veya içinde bulunun
- "Strange nosions zihninde yaşadı"
- eşanlamlı:
- yaşamak ,
- ikamet etmek
Examples of using
What animals inhabit those islands?
Şu adalarda hangi hayvanlar yaşar?