Translation meaning & definition of the word "infectious" into Turkish language
Türk diline "bulaşıcı" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Infectious
[Bulaşıcı]/ɪnfɛkʃəs/
adjective
1. Caused by infection or capable of causing infection
- "Viruses and other infective agents"
- "A carrier remains infective without himself showing signs of the disease"
- synonym:
- infectious ,
- infective
1. Enfeksiyondan kaynaklanır veya enfeksiyona neden olabilir
- "Virüsler ve diğer enfektif ajanlar"
- "Bir taşıyıcı, kendisi hastalık belirtileri göstermeden enfektif kalır"
- eşanlamlı:
- bulaşıcı
2. Easily spread
- "Fear is exceedingly infectious
- Children catch it from their elders"- bertrand russell
- synonym:
- infectious
2. Kolayca yayılmak
- "Korku son derece bulaşıcıdır
- Çocuklar onu büyüklerinden yakalarlar" - bertrand russell
- eşanlamlı:
- bulaşıcı
3. Of or relating to infection
- "Infectious hospital"
- "Infectious disease"
- synonym:
- infectious
3. Enfeksiyon ile ilgili veya
- "Bulaşıcı hastane"
- "Bulaşıcı hastalık"
- eşanlamlı:
- bulaşıcı
Examples of using
Tom's enthusiasm is infectious.
Tom'un coşkusu bulaşıcıdır.
Laughter is infectious.
Kahkaha bulaşıcıdır.
Mumps is an infectious disease.
Kabakulak bulaşıcı bir hastalıktır.