Translation meaning & definition of the word "indulgence" into Turkish language
Türk diline "indulgence" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Indulgence
[Hoşgörü]/ɪndəlʤəns/
noun
1. An inability to resist the gratification of whims and desires
- synonym:
- indulgence ,
- self-indulgence
1. Kaprislerin ve arzuların tatmin edilmesine karşı koyamama
- eşanlamlı:
- hoşgörü ,
- rahatına düşkünlük
2. A disposition to yield to the wishes of someone
- "Too much indulgence spoils a child"
- synonym:
- indulgence ,
- lenience ,
- leniency
2. Birinin isteklerine boyun eğme eğilimi
- "Çok fazla hoşgörü bir çocuğu bozar"
- eşanlamlı:
- hoşgörü ,
- yumuşaklık
3. The act of indulging or gratifying a desire
- synonym:
- indulgence ,
- indulging ,
- pampering ,
- humoring
3. Bir arzuyu şımartmak veya tatmin etmek eylemi
- eşanlamlı:
- hoşgörü ,
- şımartmak ,
- uğultu
4. Foolish or senseless behavior
- synonym:
- folly ,
- foolery ,
- tomfoolery ,
- craziness ,
- lunacy ,
- indulgence
4. Aptalca veya anlamsız davranışlar
- eşanlamlı:
- aptallık ,
- ahmaklık ,
- çılgınlık ,
- hoşgörü
5. The remission by the pope of the temporal punishment in purgatory that is still due for sins even after absolution
- "In the middle ages the unrestricted sale of indulgences by pardoners became a widespread abuse"
- synonym:
- indulgence
5. Araf'taki zamansal cezanın papa tarafından remisyonu, bağışlamadan sonra bile günahlar için hala geçerli
- "Orta çağ'da, affedenlerin hoşgörüsüz satışının sınırsız satışı yaygın bir kötüye kullanım haline geldi"
- eşanlamlı:
- hoşgörü
Examples of using
It's an indulgence.
Bu bir hoşgörü.
Excessive indulgence spoiled the child.
Aşırı düşkünlük çocuğu şımarttı.