Translation meaning & definition of the word "induce" into Turkish language
Türk diline "induce" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Induce
[Teşvik etmek]/ɪndus/
verb
1. Cause to arise
- "Induce a crisis"
- synonym:
- induce ,
- bring on
1. Ortaya çıkarmak
- "Bir kriz başlatın"
- eşanlamlı:
- teşvik etmek ,
- getirmek
2. Cause to do
- Cause to act in a specified manner
- "The ads induced me to buy a vcr"
- "My children finally got me to buy a computer"
- "My wife made me buy a new sofa"
- synonym:
- induce ,
- stimulate ,
- cause ,
- have ,
- get ,
- make
2. Yapmak
- Belirli bir şekilde hareket etmek
- "Reklamlar beni bir vcr almaya teşvik etti"
- "Çocuklarım sonunda bana bir bilgisayar aldı"
- "Karım bana yeni bir kanepe aldı"
- eşanlamlı:
- teşvik etmek ,
- sebep ,
- sahip olmak ,
- edinmek ,
- yapmak
3. Cause to occur rapidly
- "The infection precipitated a high fever and allergic reactions"
- synonym:
- induce ,
- stimulate ,
- rush ,
- hasten
3. Hızlı gerçekleşmesine neden olmak
- "Enfeksiyon yüksek ateş ve alerjik reaksiyonları hızlandırdı"
- eşanlamlı:
- teşvik etmek ,
- koşuşturma ,
- acele etmek
4. Reason or establish by induction
- synonym:
- induce
4. Sebep veya indüksiyon ile kurmak
- eşanlamlı:
- teşvik etmek
5. Produce electric current by electrostatic or magnetic processes
- synonym:
- induce ,
- induct
5. Elektrostatik veya manyetik işlemlerle elektrik akımı üretmek
- eşanlamlı:
- teşvik etmek ,
- başlatmak