Translation meaning & definition of the word "indolent" into Turkish language
Türk diline "gökten" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Indolent
[Üşengeç]/ɪndələnt/
adjective
1. Disinclined to work or exertion
- "Faineant kings under whose rule the country languished"
- "An indolent hanger-on"
- "Too lazy to wash the dishes"
- "Shiftless idle youth"
- "Slothful employees"
- "The unemployed are not necessarily work-shy"
- synonym:
- faineant ,
- indolent ,
- lazy ,
- otiose ,
- slothful ,
- work-shy
1. Çalışmak veya çalışmak için isteksiz
- "Ülkenin egemenliği altında çürümüş olan krallar"
- "Gürültülü bir askı"
- "Bulaşıkları yıkamak için çok tembel"
- "Hırsız boşta gençlik"
- "Mutsuz çalışanlar"
- "İşsizler mutlaka işten utangaç değildir"
- eşanlamlı:
- tembel ,
- üşengeç ,
- aylak ,
- çalışkan
2. (of tumors, e.g.) slow to heal or develop and usually painless
- "An indolent ulcer"
- "Leprosy is an indolent infectious disease"
- synonym:
- indolent
2. (tümörlerin, örneğin) iyileşmesi veya gelişmesi yavaş ve genellikle ağrısızdır
- "Haptalca ülser"
- "Leprozi, indolent bir bulaşıcı hastalıktır"
- eşanlamlı:
- üşengeç