Translation meaning & definition of the word "indeterminate" into Turkish language
Türk diline "belirsiz" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Indeterminate
[Belirsiz]/ɪndɪtərmɪnɪt/
adjective
1. Not precisely determined or established
- Not fixed or known in advance
- "Of indeterminate age"
- "A zillion is a large indeterminate number"
- "An indeterminate point of law"
- "The influence of environment is indeterminate"
- "An indeterminate future"
- synonym:
- indeterminate ,
- undetermined
1. Tam olarak belirlenmemiş veya kurulmamış
- Önceden sabit veya bilinmiyor
- "Belirsiz yaş" için"
- "Bir zilyon büyük belirsiz bir sayıdır"
- "Belirsiz bir hukuk noktası"
- "Çevrenin etkisi belirsizdir"
- "Belirsiz bir gelecek"
- eşanlamlı:
- belirsiz
2. Having a capacity for continuing to grow at the apex
- "An indeterminate stem"
- synonym:
- indeterminate
2. Tepe noktasında büyümeye devam etme kapasitesine sahip olmak
- "Belirsiz bir sap"
- eşanlamlı:
- belirsiz
3. Of uncertain or ambiguous nature
- "The equivocal (or indeterminate) objects painted by surrealists"
- synonym:
- indeterminate
3. Belirsiz veya belirsiz doğası
- "Sürrealistler tarafından boyanmış eşevreli (veya belirsiz) nesneler"
- eşanlamlı:
- belirsiz
4. Not capable of being determined
- "The indeterminate number of plant species in the jungle"
- synonym:
- indeterminate
4. Kararlı olma yeteneğine sahip değildir
- "Ormandaki belirsiz bitki türü sayısı"
- eşanlamlı:
- belirsiz
5. Not leading to a definite ending or result
- "An indeterminate campaign"
- synonym:
- indeterminate
5. Kesin bir sona veya sonuca yol açmaz
- "Belirsiz bir kampanya"
- eşanlamlı:
- belirsiz