Lingvanex Tranalator

Translator for


translation app

Lingvanex - your universal translation app

Translator for

Download For Free

Translation meaning & definition of the word "independent" into Turkish language

Türk diline "bağımsız" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı

EnglishTurkish

Independent

[Bağımsız]
/ɪndɪpɛndənt/

noun

1. A neutral or uncommitted person (especially in politics)

    synonym:
  • mugwump
  • ,
  • independent
  • ,
  • fencesitter

1. Tarafsız veya taahhüt edilmeyen bir kişi (özellikle siyasette)

    eşanlamlı:
  • güveç
  • ,
  • bağımsız
  • ,
  • çit bakıcısı

2. A writer or artist who sells services to different employers without a long-term contract with any of them

    synonym:
  • freelancer
  • ,
  • freelance
  • ,
  • free-lance
  • ,
  • free lance
  • ,
  • independent
  • ,
  • self-employed person

2. Herhangi biriyle uzun vadeli bir sözleşme yapmadan farklı işverenlere hizmet satan bir yazar veya sanatçı

    eşanlamlı:
  • serbest çalışan
  • ,
  • serbest
  • ,
  • serbest dans
  • ,
  • bağımsız
  • ,
  • serbest çalışan kimse

adjective

1. Free from external control and constraint

  • "An independent mind"
  • "A series of independent judgments"
  • "Fiercely independent individualism"
    synonym:
  • independent

1. Dış kontrol ve kısıtlama içermez

  • "Bağımsız bir zihin"
  • "Bir dizi bağımsız yargı"
  • "Ağır bağımsız bireycilik"
    eşanlamlı:
  • bağımsız

2. (of political bodies) not controlled by outside forces

  • "An autonomous judiciary"
  • "A sovereign state"
    synonym:
  • autonomous
  • ,
  • independent
  • ,
  • self-governing
  • ,
  • sovereign

2. (siyasi organların) dış güçler tarafından kontrol edilmiyor

  • "Özgür bir yargı"
  • "Egemen bir devlet"
    eşanlamlı:
  • özerk
  • ,
  • bağımsız
  • ,
  • kendi kendini yöneten
  • ,
  • hükümdar

3. (of a clause) capable of standing syntactically alone as a complete sentence

  • "The main (or independent) clause in a complex sentence has at least a subject and a verb"
    synonym:
  • independent
  • ,
  • main(a)

3. (bir cümlenin) tam bir cümle olarak sözdizimsel olarak tek başına durabilen

  • "Karmaşık bir cümledeki ana (veya bağımsız) tümcenin en azından bir öznesi ve bir fiili vardır"
    eşanlamlı:
  • bağımsız
  • ,
  • ana(a)

4. Not controlled by a party or interest group

    synonym:
  • independent

4. Bir parti veya çıkar grubu tarafından kontrol edilmez

    eşanlamlı:
  • bağımsız

Examples of using

When you're alone in your apartment, you feel independent. When you're alone in your room, you feel free. When you're alone in your bed, you feel lonely.
Apartmanında tek başına olduğunda, bağımsız hissedersin. Odanda tek başına olduğunda, özgür hissedersin. Yatağında tek başına olduğunda, yalnız hissedersin.
The Vatican is an independent country.
Vatikan bağımsız bir ülkedir.
I like being independent.
Bağımsız olmayı severim.