Translation meaning & definition of the word "indeed" into Turkish language

adverb

1. In truth (often tends to intensify)

• "They said the car would break down and indeed it did"

• "It is very cold indeed"

• "Was indeed grateful"

• "Indeed, the rain may still come"

• "He did so do it!"

synonym:
• indeed
,
• so

1. Gerçekte (genellikle yoğunlaşma eğilimindedir)

• "Arabanın bozulacağını söylediler ve gerçekten de bozuldu"

• "Gerçekten çok soğuk"

• "Gerçekten minnettar" oldu"

• "Zorunlu, yağmur hala gelebilir"

• "O öyle yaptı!"

eşanlamlı:
• gerçekten
,
• şöyle

2. (used as an interjection) an expression of surprise or skepticism or irony etc.

• "Wants to marry the butler? indeed!"

synonym:
• indeed

2. (bir girişim olarak kullanılır) sürpriz veya şüphecilik veya ironi vb.

• "Uşakla evlenmek ister misin? gerçekten!"

eşanlamlı:
• gerçekten

Examples of using

This movie is indeed a timeless masterpiece.

Bu film gerçekten ebedi bir başyapıt.

Every sentence that starts with "I'm not racist, but" is likely to be very racist indeed.

"Ben ırkçı değilim, ama" ile başlayan her cümlenin gerçekten çok ırkçı olması muhtemeldir.

Every sentence that starts with "I'm not racist, but" is likely to be very racist indeed.

"Irkçı değilim, ama" ile başlayan tüm cümleler aslında büyük ihtimalle aşırı ırkçılıktır.

Thanks indeed, handy this!

Gerçekten teşekkürler, bu çok kullanışlı.

She is, indeed, a lovely girl.

O, gerçekten, güzel bir kızdır.

He is very clever indeed.

O gerçekten çok zeki.

He is clever indeed.

O, gerçekten zekidir.

He is indeed a clever boy.

Gerçekten zeki bir çocuktur.

Life is indeed a good thing.

Hayat gerçekten de iyi bir şeydir.

It may, indeed, be a mistake.

O, gerçekten, bir hata olabilir.

A friend in need is a friend indeed.

İhtiyacın olduğunda yanında olan dost gerçek dosttur.

A friend in need is a friend indeed.

Gerçek dost kara günde belli olur.

If it becomes stubborn indeed it stands alone.

Eğer inatçı olursan kesinlikle yalnız kalırsın.