Translation meaning & definition of the word "incumbent" into Turkish language
Türk diline "tutarsız" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Incumbent
[Görevli]/ɪnkəmbənt/
noun
1. The official who holds an office
- synonym:
- incumbent ,
- officeholder
1. Ofisi olan yetkili
- eşanlamlı:
- görevli ,
- memur
adjective
1. Lying or leaning on something else
- "An incumbent geological formation"
- synonym:
- incumbent
1. Yalan söylemek ya da başka bir şeye yaslanmak
- "Görevdeki jeolojik bir oluşum"
- eşanlamlı:
- görevli
2. Necessary (for someone) as a duty or responsibility
- Morally binding
- "It is incumbent on them to pay their own debts"
- synonym:
- incumbent
2. Bir görev veya sorumluluk olarak gerekli (biri için)
- Ahlaki açıdan bağlayıcı
- "Kendi borçlarını ödemek onlara bağlıdır"
- eşanlamlı:
- görevli
3. Currently holding an office
- "The incumbent governor"
- synonym:
- incumbent
3. Şu anda bir ofisimiz var
- "Görevdeki vali"
- eşanlamlı:
- görevli
Examples of using
It is incumbent on us to support him.
Ona destek vermek bize düşer.
It is incumbent on you to do so.
Öyle yapman görevindir.
The company was established in 1950 by the incumbent chairman.
Şirket halen görevdeki başkan tarafından 1950 yılında kuruldu.