Translation meaning & definition of the word "incidental" into Turkish language
Türk diline "olay" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Incidental
[Tesadüfi]/ɪnsɪdɛntəl/
noun
1. (frequently plural) an expense not budgeted or not specified
- "He requested reimbursement of $7 for incidental expenses"
- synonym:
- incidental expense ,
- incidental ,
- minor expense
1. (sıklıkla çoğul) bütçelenmemiş veya belirtilmemiş bir gider
- "Olaysal masraflar için $7'nin geri ödenmesini istedi"
- eşanlamlı:
- tesadüfi masraf ,
- tesadüfi ,
- küçük masraf
2. An item that is incidental
- synonym:
- incidental
2. Tesadüfi olan bir eşya
- eşanlamlı:
- tesadüfi
adjective
1. (sometimes followed by `to') minor or casual or subordinate in significance or nature or occurring as a chance concomitant or consequence
- "Incidental expenses"
- "The road will bring other incidental advantages"
- "Extra duties incidental to the job"
- "Labor problems incidental to a rapid expansion"
- "Confusion incidental to a quick change"
- synonym:
- incidental ,
- incident
1. (bazen `bazen' tarafından takip edilir) önemsiz veya geçici veya tabiatta ikincil veya tesadüfi veya tesadüfi bir eşzamanlı veya sonuç olarak meydana gelen
- "Olaylı harcamalar"
- "Yol başka tesadüfi avantajlar getirecek"
- "İş için tesadüfi görevler"
- "Hızlı bir genişlemeye tesadüfi işçilik sorunları"
- "Hızlı bir değişikliğe tesadüfi karışıklık"
- eşanlamlı:
- tesadüfi ,
- hadise
2. Not of prime or central importance
- "Nonessential to the integral meanings of poetry"- pubs.mla
- synonym:
- incidental ,
- nonessential
2. Birincil veya merkezi öneme sahip değildir
- "Şiirin ayrılmaz anlamlarına zorunlu olmayan"- pubs.mla
- eşanlamlı:
- tesadüfi ,
- önemsiz
3. Following or accompanying as a consequence
- "An excessive growth of bureaucracy, with attendant problems"
- "Snags incidental to the changeover in management"
- "Attendant circumstances"
- "The period of tension and consequent need for military preparedness"
- "The ensuant response to his appeal"
- "The resultant savings were considerable"
- synonym:
- attendant ,
- consequent ,
- accompanying ,
- concomitant ,
- incidental ,
- ensuant ,
- resultant ,
- sequent
3. Sonuç olarak takip etmek veya eşlik etmek
- "Görevli sorunları olan aşırı bürokrasi büyümesi"
- "Yönetimdeki değişime tesadüfi sarkmalar"
- "Katılımcı koşulları"
- "Gerginlik dönemi ve bunun sonucunda askeri hazırlık ihtiyacı"
- "Onun temyizine ensuant cevap"
- "Sonuçtaki tasarruflar önemliydi"
- eşanlamlı:
- hizmetçi ,
- sonucu olan ,
- eşlik eden ,
- tesadüfi ,
- şüpheli ,
- sonuç olarak çıkan ,
- ardışık