Translation meaning & definition of the word "incident" into Turkish language

noun

1. A single distinct event

synonym:
• incident

1. Tek bir ayrı olay

eşanlamlı:
• hadise

2. A public disturbance

• "The police investigated an incident at the bus station"

synonym:
• incident

2. Bir kamuoyu rahatsızlığı

• "Polis otobüs durağında bir olayı araştırdı"

eşanlamlı:
• hadise

adjective

1. Falling or striking of light rays on something

• "Incident light"

synonym:
• incident

1. Işık ışınlarının bir şeye düşmesi veya çarpması

• "Olay ışığı"

eşanlamlı:
• hadise

2. (sometimes followed by `to') minor or casual or subordinate in significance or nature or occurring as a chance concomitant or consequence

• "Incidental expenses"

• "The road will bring other incidental advantages"

• "Extra duties incidental to the job"

• "Labor problems incidental to a rapid expansion"

• "Confusion incidental to a quick change"

synonym:
• incidental
,
• incident

2. (bazen `bazen' tarafından takip edilir) önemsiz veya geçici veya tabiatta ikincil veya tesadüfi veya tesadüfi bir eşzamanlı veya sonuç olarak meydana gelen

• "Olaylı harcamalar"

• "Yol başka tesadüfi avantajlar getirecek"

• "İş için tesadüfi görevler"

• "Hızlı bir genişlemeye tesadüfi işçilik sorunları"

• "Hızlı bir değişikliğe tesadüfi karışıklık"

eşanlamlı:
• tesadüfi
,
• hadise

Examples of using

I want to minimize the chances of another incident.

Başka kaza risklerini en aza indirgemek istiyorum.

The incident came in the wake of Al-Qaeda's admission of responsibility, in a statement published by the organization, for an attack that targeted the republican palace in the city of Al-Mukalla in southern Yemen and resulted in the deaths of 30 officers and soldiers.

Olay, Yemen'in güneyindeki El-Mukalla şehrindeki başkanlık sarayını hedefleyen ve 30 asker ve subayın ölümüyle sonuçlanan saldırının sorumluluğunun El Kaide tarafından yayınlanan bir bildiri ile üstlenilmesinden sonra meydana geldi.

That incident happened right in front of him.

O olay onun tam önünde oldu.

Eventually, he forgot about the incident.

Sonunda, olayı unuttu.

I'll explain the incident.

Ben olayı açıklayacağım.

I'll never forget this incident.

Bu olayı hiç unutmayacağım.

I'll remember this incident forever.

Bu olayı ebediyen hatırlayacağım.

Tom and Mary agreed never to talk about the incident.

Tom ve Mary olay hakkında hiç konuşmamakta hemfikir oldular.

Tom decided that he wouldn't tell Mary anything about the incident.

Tom olay hakkında Mary'ye bir şey söylememeye karar verdi.

Tom mentioned the incident to Mary.

Tom Mary'ye olaydan bahsetti.

Nobody wanted to talk about the incident.

Kimse olay hakkında konuşmak istemedi.

I haven't been back here since the incident.

Olaydan beri burada bulunmadım.

I haven't been back here since that unfortunate incident.

Ben o talihsiz olaydan sonra burada tekrar bulunmadım.

Her account of the incident agrees with yours.

Onun olayla ilgili açıklaması sizinki ile uyuyor.

It was a small incident.

O küçük bir kazaydı.

He described the incident in detail.

O, olayı ayrıntılı olarak açıkladı.

That incident made him famous.

O olay onu ünlü yaptı.

The Japanese Dentists Association affair is an incident concerning secret donations from the Japanese Dentists Association to Diet members belonging to the LDP.

Japon Diş Hekimleri Birliği sorunu Japon Diş Hekimleri Birliğinden LDP ye ait olan Diyet üyelerine yapılan gizli bağışlarla ilgili bir olaydır.

Some politicians are considered to have caused that incident.

Bu olaya bazı politikacıların neden oldukları kabul edilmektedir.

They reported seeing the incident.

Olayı gördüklerini bildirdiler.