Translation meaning & definition of the word "incapable" into Turkish language
Türk diline "kapanamaz" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Incapable
[Kabiliyetsiz]/ɪnkepəbəl/
adjective
1. (followed by `of') lacking capacity or ability
- "Incapable of carrying a tune"
- "He is incapable of understanding the matter"
- "Incapable of doing the work"
- synonym:
- incapable
1. (`of' tarafından takip edilen) kapasite veya yetenek eksikliği
- "Bir melodi taşıyamaz"
- "O konuyu anlayamaz"
- "İş yapamazsın"
- eşanlamlı:
- kabiliyetsiz
2. Not being susceptible to or admitting of something (usually followed by `of')
- "Incapable of solution"
- synonym:
- incapable(p)
2. Bir şeye duyarlı olmamak veya bir şeyi kabul etmemek (genellikle `of' tarafından takip edilir)
- "Çözüm yeteneği yok"
- eşanlamlı:
- yeteneksiz(p)
3. (followed by `of') not having the temperament or inclination for
- "Simply incapable of lying"
- synonym:
- incapable
3. (`of' tarafından takip edilen) mizaca veya eğime sahip olmayan
- "Basitçe yalan söyleyemez"
- eşanlamlı:
- kabiliyetsiz
4. Not meeting requirements
- "Unequal to the demands put upon him"
- synonym:
- incapable ,
- incompetent ,
- unequal to(p)
4. Gereksinimleri karşılamamak
- "Ona yöneltilen taleplere eşit olmamak"
- eşanlamlı:
- kabiliyetsiz ,
- beceriksiz ,
- eşit olmayan (p)
Examples of using
She is incapable of doing anything alone.
O, yalnız başına bir şey yapamaz.
A baby is incapable of taking care of itself.
Bir bebek kendisine bakamaz.
He is incapable of telling a lie.
Yalan söyleyemez.