Translation meaning & definition of the word "inactive" into Turkish language
Türk diline "etkin olmayan" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
Inactive
[Hareketsiz]/ɪnæktɪv/
adjective
1. (chemistry) not participating in a chemical reaction
- Chemically inert
- "Desired amounts of inactive chlorine"
- synonym:
- inactive
1. (kimya) kimyasal reaksiyona katılmama
- Kimyasal olarak inert
- "Istenen miktarda aktif olmayan klor"
- eşanlamlı:
- hareketsiz
2. (pathology) not progressing or increasing
- Or progressing slowly
- synonym:
- inactive
2. (patoloji) ilerlemiyor veya artmıyor
- Ya da yavaş ilerliyorum
- eşanlamlı:
- hareketsiz
3. (military) not involved in military operations
- synonym:
- nonoperational ,
- inactive
3. (askeri) askeri operasyonlarda yer almayan
- eşanlamlı:
- operasyonel olmayan ,
- hareketsiz
4. Not exerting influence or change
- synonym:
- inactive
4. Etki veya değişiklik yapmamak
- eşanlamlı:
- hareketsiz
5. (of e.g. volcanos) not erupting and not extinct
- "A dormant volcano"
- synonym:
- dormant ,
- inactive
5. (örn. volkanos) patlamaz ve soyu tükenmez
- "Yürüyen bir yanardağ"
- eşanlamlı:
- uykuda ,
- hareketsiz
6. Lacking in energy or will
- "Much benevolence of the passive order may be traced to a disinclination to inflict pain upon oneself"- george meredith
- synonym:
- passive ,
- inactive
6. Enerji veya irade eksikliği
- "Pasif düzenin büyük iyilikseverliği, kendine acı çektirmek için bir isteksizliğe kadar izlenebilir" - george meredith
- eşanlamlı:
- pasif ,
- hareketsiz
7. Lacking activity
- Lying idle or unused
- "An inactive mine"
- "Inactive accounts"
- "Inactive machinery"
- synonym:
- inactive
7. Faaliyet eksikliği olan
- Boşta veya kullanılmamış yalan
- "Aktif olmayan bir maden"
- "Etkin olmayan hesaplar"
- "Etkin olmayan makineler"
- eşanlamlı:
- hareketsiz
8. Not engaged in full-time work
- "Inactive reserve"
- "An inactive member"
- synonym:
- inactive
8. Tam zamanlı çalışma ile uğraşmamak
- "Etkin olmayan rezerv"
- "Aktif olmayan bir üye"
- eşanlamlı:
- hareketsiz
9. Not active physically or mentally
- "Illness forced him to live an inactive life"
- "Dreamy and inactive by nature"
- synonym:
- inactive
9. Fiziksel veya zihinsel olarak aktif değildir
- "Hastalık onu hareketsiz bir hayat yaşamaya zorladı"
- "Doğası gereği rüya gibi ve hareketsiz"
- eşanlamlı:
- hareketsiz
10. Not in physical motion
- "The inertia of an object at rest"
- synonym:
- inactive ,
- motionless ,
- static ,
- still
10. Fiziksel harekette değil
- "Dinlenmiş bir nesnenin eylemsizliği"
- eşanlamlı:
- hareketsiz ,
- statik ,
- hâlâ
Examples of using
The inactive child is far more inclined to live in a world of fantasy.
Durgun olan çocuk bir hayal dünyasında yaşamaya daha meyillidir.