Translation meaning & definition of the word "in" into Turkish language
Türk diline "in" kelimesinin çeviri anlamı ve tanımı
English⟶Turkish
In
[Içinde]/ɪn/
noun
1. A unit of length equal to one twelfth of a foot
- synonym:
- inch ,
- in
1. Bir ayağın on ikisine eşit uzunlukta bir birim
- eşanlamlı:
- inç ,
- içinde
2. A rare soft silvery metallic element
- Occurs in small quantities in sphalerite
- synonym:
- indium ,
- In ,
- atomic number 49
2. Nadir bir yumuşak gümüş metalik element
- Sfaleritte az miktarda görülür
- eşanlamlı:
- indiyum ,
- Içinde ,
- atom numarası 49
3. A state in midwestern united states
- synonym:
- Indiana ,
- Hoosier State ,
- IN
3. Orta batı amerika birleşik devletleri'nde bir eyalet
- eşanlamlı:
- Indiana ,
- Hoosier Eyaleti ,
- IÇINDE
adjective
1. Holding office
- "The in party"
- synonym:
- in(p)
1. Holding ofisi
- "Parti içi"
- eşanlamlı:
- içinde(p)
2. Directed or bound inward
- "Took the in bus"
- "The in basket"
- synonym:
- in(a)
2. Yönlendirilmiş veya içe bağlı
- "Otobüse bindi"
- "Sepet içi" demek"
- eşanlamlı:
- içinde (a)
3. Currently fashionable
- "The in thing to do"
- "Large shoulder pads are in"
- synonym:
- in
3. Şu anda moda
- "Yapılacak şey"
- "Büyük omuz pedleri var"
- eşanlamlı:
- içinde
adverb
1. To or toward the inside of
- "Come in"
- "Smash in the door"
- synonym:
- in ,
- inwards ,
- inward
1. İçine doğru veya içine doğru
- "İçeri gel"
- "Kapıda vur"
- eşanlamlı:
- içinde ,
- içeriye ,
- dahili
Examples of using
She looked him right in the eye.
O, doğrudan onun gözüne baktı.
The soldier was killed in action.
Asker eylemde öldürüldü.
They have lived in this town for ten years.
On yıldır bu kasabada yaşıyorlar.